Esas No: 2016/3083
Karar No: 2016/4381
Karar Tarihi: 20.06.2016
Görevi yaptırmamak için direnme - suç delillerini gizleme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/3083 Esas 2016/4381 Karar Sayılı İlamı
16. Ceza Dairesi 2016/3083 E. , 2016/4381 K.
"İçtihat Metni"
TALEP:
Görevi yaptırmamak için direnme ve suç delillerini gizleme suçlarından sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 281/1, 265/1, 265/3 ve 62/1. maddeleri gereğince 5 ay hapis ve 6 ay 20 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair ... 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.03.2012 tarihli ve 2011/583 esas, 2012/394 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, 5237 sayılı Kanun"un 265. maddesinde cebir ve tehditle görevi yaptırmamak için direnme suçu düzenlenmiş olup, kişilerin kamu görevlisine karşı gerçekleştirdikleri cebir ve tehdit içermeyen eylemlerinin suç olarak benimsenmediği, somut olayda, diğer sanık ..."in kullandığı araçla ekip aracına çarparak olay yerinden uzaklaştıktan sonra görevli polis memurlarının aracı takip ederek buldukları esnada aracın şoför koltuğunda oturan sanık ..."ın tek başına olduğu ve aracı kendisinin kullandığı yönündeki beyanı ve 07.09.2011 tarihli olaya ilişkin yakalama tutanağında sanığın görevlilere aktif olarak direnmesi sonucu etkisiz hale getirildiği yönündeki tespit doğrultusunda, mahkemece sanığın hangi eyleminin suç delillerini gizleme suçuna vücut verdiği, yine aktif olarak direnme şeklindeki eyleminin ne şekilde cebir ve tehdit içerdiği açıklattırılmadan cezalandırılmasına karar verildiği, şoför koltuğunda oturarak aracı kendisinin kullandığı yönündeki beyanının ise ancak suç üstlenme suçunu oluşturabileceği cihetle, söz konusu suçlar yönünden sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 26.02.2016 gün ve 94660652-105-55-13925-2015-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 08.03.2016 tarih ve 2016/89897 sayılı tebliğnamesi ile bozma talep edilmiş olmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
I) Olay:
Hakkında çok sayıda suç kaydı nedeniyle aranmakta olan ve yakalama kararı bulunan diğer sanık ..."in emaneten aldığı, kendi kullandığı... plakalı BMW marka araçla araç içerisinde ön koltukta oturan sanık olduğu halde araçla gezdikleri sırada...ş dolmuş durağı arkasında arkadaşlarını almak için durdukları sırada sivil giyimli emniyet görevlilerin sanık ..."i fark ettikleri,... resmi plakalı ekip otosu ile sanık ..."in kullandığı aracın önünü kestikleri, yüksek sesle kendilerinin polis olduklarını söyleyerek sanık ..."in bulunduğu araca doğru yöneldikleri, görevlilerin üzerine doğru geldiğini gören sanık ..., üzerinde taşıdığı ruhsatsız silahını belinden çıkararak görevli polislere doğrulttuğu ve aracını hızla hareket ettirerek polis aracına çarparak olay yerinden uzaklaştığı, görevli polisler tarafından sanık ..."in kullandığı aracın lastiklerine ateş ederek aracı durdurmaya çalıştıkları ve aracı takip neticesinde ... Mah. ... Caddesi üzerinde park halinde bulunduğu, aracın yanına gidildiğinde önceden aracın sağ tarafında oturan sanık ..."ın aracın şoför koltuğuna oturduğunun görülmesi üzerine, sanık ..."a diğer sanık ..."in nerede olduğu sorulduğunda “..."i tanımadığını, aracı kendisinin kullandığını ve tek başına olduğunu” beyan ettiği eyleminden dolayı, görevi yaptırmamak için direnme ve suç delillerini gizleme suçlarından sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 281/1, 265/1, 265/3 ve 62/1. maddeleri gereğince 5 ay hapis ve 6 ay 20 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair ... 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.03.2012 tarihli ve 2011/583 esas, 2012/394 sayılı kararı temyiz edilmeden kesinleşmiştir.
II) Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:
5237 sayılı Kanun"un 265. maddesinde cebir ve tehditle görevi yaptırmamak için direnme suçu düzenlenmiş olup, kişilerin kamu görevlisine karşı gerçekleştirdikleri cebir ve tehdit içermeyen eylemlerinin suç olarak benimsenmediği, somut olayda, diğer sanık ..."in kullandığı araçla ekip aracına çarparak olay yerinden uzaklaştıktan sonra görevli polis memurlarının aracı takip ederek buldukları esnada aracın şoför koltuğunda oturan sanık ..."ın tek başına olduğu ve aracı kendisinin kullandığı yönündeki beyanı ve 07.09.2011 tarihli olaya ilişkin yakalama tutanağında sanığın görevlilere aktif olarak direnmesi sonucu etkisiz hale getirildiği yönündeki tespit doğrultusunda, mahkemece sanığın hangi eyleminin suç delillerini gizleme suçuna vücut verdiği, yine aktif olarak direnme şeklindeki eyleminin ne şekilde cebir ve tehdit içerdiği açıklattırılmadan cezalandırılmasına karar verildiği, şoför koltuğunda oturarak aracı kendisinin kullandığı yönündeki beyanının ise ancak suç üstlenme suçunu oluşturabileceği cihetle, söz konusu suçlar yönünden sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesinde isabet bulunup bulunmadığına ilişkindir.
III) Hukuksal Değerlendirme:
TCK"nın 37. maddesinde;
“(1)Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur.
(2) Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. Kusur yeteneği olmayanları suçun işlenmesinde araç olarak kullanan kişinin cezası, üçte birden yarısına kadar artırılır.” hükmü,
TCK"nın 39. maddesinde;
(1)Suçun işlenmesine yardım eden kişiye, işlenen suçun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, onbeş yıldan yirmi yıla; müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde cezanın yarısı indirilir. Ancak, bu durumda verilecek ceza sekiz yılı geçemez.
(2)Aşağıdaki hallerde kişi işlenen suçtan dolayı yardım eden sıfatıyla sorumlu olur:
a)Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek,
b)Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak.
c)Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak.” hükmü,
TCK"nın 281/1. maddesinde, “Gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla, suç delillerini yok eden, silen, gizleyen, değiştiren veya bozan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kendi işlediği veya işlenişine iştirak ettiği suçla ilgili olarak kişiye bu fıkra hükmüne göre ceza verilmez.” hükmü ile;
TCK"nın 265. maddesinde,
“(1)Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2)Suçun yargı görevi yapan kişilere karşı işlenmesi halinde iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3)Suçun, kişinin kendisini tanınmayacak birhale koyması suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.
(4)Suçun, silahla ya da var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi halinde yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5)Bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
İncelenen dosya kapsamına göre,
Diğer sanık ..."in kullandığı araçla ekip aracına çarparak olay yerinden uzaklaştıktan sonra görevli polis memurlarının aracı takip ederek buldukları esnada aracın sürücü koltuğunda oturan sanık ..."ın tek başına olduğu ve aracı kendisinin kullandığı yönündeki beyanı ve 07.09.2011 tarihli olaya ilişkin yakalama tutanağında sanığın görevlilere aktif olarak direnmesi sonucu etkisiz hale getirildiği yönündeki tespit doğrultusunda, mahkemece tutanak mümzilerinin tanık olarak dinlenerek sanığın aktif olarak direnme şeklindeki eyleminin ne şekilde cebir ve tehdit içerdiği açıklattırılmadan görevi yaptırmamak suçundan eksik araştırma ile yazılı şekilde cezalandırılmasına karar verilmesi,
Yakalama tutanağında, ... resmi plakalı ekip otosu ile sanık ..."in kullandığı aracın önünü kestikleri, görevlilerin üzerine doğru geldiğini gören sanık ..."in üzerinde taşıdığı ruhsatsız silahını çıkararak polislere doğrulttuğu ve aracını hızla hareket ettirerek olay yerinden uzaklaştığı, aracı takip neticesinde, aracın yanına gidildiğinde önceden aracın sağ tarafında oturan sanık ..."ın aracın sürücü koltuğuna oturduğunun görüldüğü tespiti karşısında; sanık ..."ın sürücü koltuğunda oturarak aracı kendisinin kullandığı yönündeki beyanının kolluk görevlileri nezdinde kandırıcılık niteliğine haiz olmaması nedeniyle gerek suç delillerini gizleme gerek ise suç üstlenme suçunu oluşturmayacağı gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde,
İsabet görülmediğinden anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
IV) Sonuç ve karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın istemi yerinde görüldüğünden, ... 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.03.2012 tarih, 2011/583 esas ve 2012/394 sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
1-Suç delillerini gizleme suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün iptali ile hukuka aykırılığın CMK"nın 309/4-d maddesine istinaden düzeltilmesi mümkün görüldüğünden;
Suç delillerini gizleme suçundan CMK"nın 223/2-a maddesi gereğince BERAATİNE,
2-Görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMK"nın 309/4-a maddesi kapsamında bozma nedeni davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin olduğundan müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.