Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/1 Esas 2016/4232 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/1
Karar No: 2016/4232
Karar Tarihi: 20.06.2016

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/1 Esas 2016/4232 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2016/1 E.  ,  2016/4232 K.

    "İçtihat Metni"



    TALEP:
    Kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak, hakaret, özel hayatın gizliliğini ihlal ve iftira suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 13.02.2015 tarihli ve 2015/1296 soruşturma, 2015/1005 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kısmen kabulü ile kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın hakaret ve iftira suçları yönünden kaldırılmasına dair ... Sulh Ceza Hakimliğinin 18.05.2015 tarihli ve 2015/850 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.02.2007 tarihli ve 2007/7-28 esas, 2007/34 sayılı kararında yer alan, "Demokratik toplumlar, temel hak ve özgürlüklere dayanan toplumlardır. Bu tür toplumlarda Devletin görevi, temel hak ve özgürlükleri korumak ve geliştirmektir. Temel hak ve özgürlükler arasında düşünce ve kanaati açıklama özgürlüğünün önemli bir yeri bulunmaktadır. Bu özgürlüğün kullanılabilmesinin en önemli yollarından birisi de basındır. Geneli ilgilendiren ya da ilgilendirmesi gereken tüm olaylar hakkında, halkı objektif ve gerçekleri yansıtacak biçimde aydınlatmak, çeşitli sorunlar üzerinde kamuoyunu düşünmeye çağıracak tarzda tartışmalar açmak, onu toplumsal ve siyasal oluşumlar üzerinde doğru ve gerçeğe uygun bilgilerle donatmak, yöneticileri eleştirmek, uyarmak ve bu yöntemlerle denetlemek, ayrıca içinde yaşadığı toplumun ve tüm insanlığın sorunları konusunda bireyi bilinçlendirmek durumunda olan basına, bu ödevlerini yerine getirirken ihtiyaç duyacağı bir kısım haklar da tanınmıştır. Bunlar; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarıdır. Temelini Anayasanın 28. vd. maddelerinden alan ve 5187 sayılı Basın Kanununun 3. maddesinde düzenlenen bu haklar, basın yoluyla işlenen suçlarda, hukuka uygunluk nedenlerini oluşturur. Bilgiyi yayma, eleştirme ve yorumlama haklarının kabulü için, açıklama, eleştiri veya değer yargısı biçimindeki bilginin gerçek ve güncel olması, açıklanmasında kamunun ilgi ve yararının bulunması, açıklanış şekli ile konusu arasında düşünsel bir bağ bulunması, açıklamada "küçültücü" sözlerin kullanılmaması gerekir. ... Yargılama konusu haber ve yorum metnindeki eleştiri ve değer yargılarının bir kısmı sert ve çarpıcı bir üslupla dile getirilmiştir. Yerleşmiş yargısal kararlarda da vurgulandığı üzere esasen, eleştirinin sert bir üslûpla gerçekleştirilmesi, kaba olması ve nezaket sınırlarını aşması, eleştirenin amacına, psikolojisine, eğitim ve kültür düzeyine bağlı bir olgudur. Ancak kabul edilmelidir ki, basın özgürlüğü, belli ölçülerde abartmayı, hatta
    kışkırtmaya başvurmayı da içerir. Gazetecilerin yazılarında kullandıkları deyimler "polemik" niteliğinde olsa da, nesnel bir açıklamayla desteklendiğinde, bu ifadeler asılsız kişisel saldırı olarak görülemez." şeklindeki açıklamalar dikkate alındığında, şikayet konusu internet sitesinde yapılan haberin basın özgürlüğü çerçevesinde, haber verme sınırları içerisinde kaldığı, ayrıca haberin gerçeğe aykırı olduğunun düşünülmesi durumunda tekzip talebinde bulunulmasının mümkün olduğu gözetilerek, itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 13.08.2015 gün ve 94660652-105-19-6834-2015-E.16619/53163 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.09.2015 tarih ve 2015/297271 sayılı tebliğnamesi ile bozma talep edilmiş olmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I) Olay:
    26.01.2015 tarihinde www.ahaber.com.tr web sitesinde ..."nun Kolları haber başlığı adı altında ... il imamı... 2011 Şubat"a kadar PDY kontrolünde Ankara"da faaliyet gösteren... bu dönemden itibaren ... kontrolündeki ... Eğitim Hizmetleri Tic. A.Ş. bünyesinde çalışmaya başladı, haberi ile ilgili olarak şikayetçi ... vekilinin şüpheli ... hakkında şikayetçi olmasına istinaden kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak, hakaret, özel hayatın gizliliğini ihlal ve iftira suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 13.02.2015 tarihli ve 2015/1296 soruşturma, 2015/1005 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itiraza ilişkin olarak ... Sulh Ceza Hakimliğinin 18.05.2015 tarihli ve 2015/850 değişik iş sayılı kararı ile itirazın kısmen kabulü ile kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın hakaret ve iftira suçları yönünden kaldırılmasına karar verilmiştir.
    II) Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:
    Dosya kapsamına göre, şikayet konusu internet sitesinde yapılan haberin basın özgürlüğü çerçevesinde, haber verme sınırları içerisinde kaldığı, ayrıca haberin gerçeğe aykırı olduğunun düşünülmesi durumunda tekzip talebinde bulunulmasının mümkün olduğu gözetilerek, itirazın yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesinde isabet bulunup bulunmadığına ilişkindir.
    III) Hukuksal Değerlendirme:
    Anayasanın 28. maddesinde;
    “Basın hürdür, sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve mali teminat yatırma şartına bağlanamaz.
    Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır.
    Basın hürriyetinin sınırlanmasında, Anayasanın 26 ve 27. maddeleri hükümleri uygulanır.
    Devletin iç ve dış güvenliğini, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü tehdit eden veya suç işlemeye ya da ayaklanma veya isyana teşvik eder nitelikte olan ve Devlete ait gizli bilgilere ilişkin bulunan her türlü haber ve yazıyı, yazanlar ve bastıranlar veya aynı amaçla basanlar, başkasına verenler, bu suçlara ait kanun hükümleri uyarınca sorumlu bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle önlenebilir. Dağıtımı önleyen yetkili merci, bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hakime bildirir. Yetkili hakim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa dağıtımı önleme kararı hükümsüz sayılır.
    Yargılama görevini amacına uygun olarak yerine getirilmesi için kanunla belirtilecek sınırlar içinde hakim tarafından verilen kararlar saklı kalmak üzere, olaylar hakkında yayım yasağı konamaz.
    Süreli veya süresiz yayınlar, kanunun gösterdiği suçların soruşturma veya kovuşturmasına geçilmiş olması hallerinde hakim kararıyla; Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, milli güvenliğin, kamu düzeninin, genel ahlakın korunması ve suçların önlenmesi bakımından gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle toplatılabilir. Toplatma kararı veren yetkili merci, bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hakime bildirir; hakim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa, toplatma kararı hükümsüz sayılır.
    Süreli veya süresiz yayınların suç soruşturma veya kovuşturması sebebiyle zapt ve müsaderesine genel hükümler uygulanır.
    Türkiye"de yayımlanan süreli yayınlar, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Cumhuriyetin temel ilkelerine, milli güvenliğe ve genel ahlaka aykırı yayımlardan mahkum olma halinde, mahkeme kararıyla geçici olarak kapatılabilir. Kapatılan süreli yayının açıkça devamı niteliğini taşıyan her türlü yayın yasaktır; bunlar hakim kararıyla toplatılır.” hükmü ile
    5187 sayılı Basın Kanununun 3. maddesinde;
    “Basın özgürdür. Bu özgürlük; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerir.
    Basın özgürlüğünün kullanılması ancak demokratik bir toplumun gereklerine uygun olarak; başkalarının şöhret ve haklarının, toplum sağlığının ve ahlakının, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak bütünlüğünün korunması, devlet sırlarının açıklanmasının veya suç işlenmesinin önlenmesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla sınırlanabilir.” hükmü düzenlenmiştir.
    Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.02.2007 tarihli ve 2007/7-28 esas, 2007/34 sayılı kararında yer alan, "Demokratik toplumlar, temel hak ve özgürlüklere dayanan toplumlardır. Bu tür toplumlarda Devletin görevi, temel hak ve özgürlükleri korumak ve geliştirmektir. Temel hak ve özgürlükler arasında düşünce ve kanaati açıklama özgürlüğünün önemli bir yeri bulunmaktadır. Bu özgürlüğün kullanılabilmesinin en önemli yollarından birisi de basındır. Geneli ilgilendiren ya da ilgilendirmesi gereken tüm olaylar hakkında, halkı objektif ve gerçekleri yansıtacak biçimde aydınlatmak, çeşitli sorunlar üzerinde kamuoyunu düşünmeye çağıracak tarzda tartışmalar açmak, onu toplumsal ve siyasal oluşumlar üzerinde doğru ve gerçeğe uygun bilgilerle donatmak, yöneticileri eleştirmek, uyarmak ve bu yöntemlerle denetlemek, ayrıca içinde yaşadığı toplumun ve tüm insanlığın sorunları konusunda bireyi bilinçlendirmek durumunda olan basına, bu ödevlerini yerine getirirken ihtiyaç duyacağı bir kısım haklar da tanınmıştır. Bunlar; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarıdır. Temelini Anayasanın 28. vd. maddelerinden alan ve 5187 sayılı Basın Kanunun 3. maddesinde düzenlenen bu haklar, basın yoluyla işlenen suçlarda, hukuka uygunluk nedenlerini oluşturur. Bilgiyi yayma, eleştirme ve yorumlama haklarının kabulü için, açıklama, eleştiri veya değer yargısı biçimindeki bilginin gerçek ve güncel olması, açıklanmasında kamunun ilgi ve yararının bulunması, açıklanış şekli ile konusu arasında düşünsel bir bağ bulunması, açıklamada "küçültücü" sözlerin kullanılmaması gerekir. ... Yargılama konusu haber ve yorum metnindeki eleştiri ve değer yargılarının bir kısmı sert ve çarpıcı bir üslupla dile getirilmiştir. Yerleşmiş yargısal kararlarda da vurgulandığı üzere esasen, eleştirinin sert bir üslûpla gerçekleştirilmesi, kaba olması ve nezaket sınırlarını aşması, eleştirenin amacına, psikolojisine, eğitim ve kültür düzeyine bağlı bir olgudur. Ancak kabul edilmelidir ki, basın özgürlüğü, belli ölçülerde abartmayı, hatta kışkırtmaya başvurmayı da içerir. Gazetecilerin yazılarında kullandıkları deyimler "polemik" niteliğinde olsa da, nesnel bir açıklamayla desteklendiğinde, bu ifadeler asılsız kişisel saldırı olarak görülemez." şeklindeki açıklamalar dikkate alındığında;
    İncelenen dosya kapsamına göre, şikayet konusu internet sitesinde yapılan haberin basın özgürlüğü çerçevesinde, haber verme sınırları içerisinde kaldığı, ayrıca haberin gerçeğe aykırı olduğunun düşünülmesi durumunda tekzip talebinde bulunulmasının mümkün olduğu gözetilerek, itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesinde,
    İsabet görülmediğinden anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
    IV) Sonuç ve karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi yerinde görüldüğünden, ... Sulh Ceza Hakimliğinin 18.05.2015 tarihli ve 2015/850 değişik iş sayılı kararının CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMK"nın 309/4-a maddesi kapsamında bozma nedeni davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin olduğundan müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara