Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/2033 Esas 2016/4207 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/2033
Karar No: 2016/4207
Karar Tarihi: 13.06.2016

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/2033 Esas 2016/4207 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2016/2033 E.  ,  2016/4207 K.

    "İçtihat Metni"



    TALEP:
    Yalan tanıklık suçundan suça sürüklenen çocuk ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 272/3, 43/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 13 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.02.2015 tarihli ve 2014/12 esas, 2015/50 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre;
    1)Kayden 26.01.1994 doğumlu olan suça sürüklenen çocuğun, suçun işlendiği 12.01.2012 tarihi itibariyle 18 yaşını tamamlamadığı cihetle, 5237 sayılı Kanunun 31/3. maddesi gereğince cezasından indirim yapılması gerektiği gözetilmeden fazla ceza tayininde,
    2)Suça sürüklenen çocuğa verilen 2 yıl hapis cezasından 5237 sayılı Kanunun 43/1. maddesi gereğince 1/4 oranında artırım yapıldığında 2 yıl 6 ay hapis cezasına, anılan Kanunun 62/1. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapıldığında 2 yıl 1 ay hapis cezasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde ceza tayininde,
    3)Gerçekte suç tarihinde 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuğa verilen cezanın üç yıldan az olması ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 51/1 maddesi uyarınca erteleme şartlarının bulunmasına rağmen, kararda belirtilen gerekçe ile anılan Kanunun 51/1. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına dair karar verilmesinde,
    4)Suça sürüklenen çocuğun suçun işlendiği 12.01.2012 tarihi itibariyle 18 yaşını tamamlamadığı ve 5237 sayılı Kanunun 53/4. maddesi gereğince hakkında hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceği gözetilmeksizin, 5237 sayılı Kanunun 53. maddesi gereğince hak yoksunluğuna hükmedilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 28.01.2016 gün ve 94660652-105-63-15299-2015-2861/8804 sayılı yazılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.02.2016 tarih ve 2016/43997 sayılı tebliğnamesi ile bozma talep edilmiş olmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü:

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I)Olay:
    Suça sürüklenen çocuk ..."nın ... Cumhuriyet Başsavcılığınca 201/4613 soruşturma sayılı soruşturmasında Cumhuriyet savcısı huzurunda 12.01.2012 tarihinde tanık olarak verdiği ifadesinde; müştekiler ... ve ..."nın,..."e ait elektrik kablolarını çalmak için kendisinden yardım istediklerini, kendisinin kabul etmediğini, bu şahısların daha sonra..."e ait elektrik tellerini çaldıklarını diyerek beyanda bulunduğu, hakkında iftira suçundan dava açılan diğer sanık ...n kabloların çalındığı şeklindeki iddiasını doğruladığı, müştekiler... ve ...hakkında hırsızlık suçundan... Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/724 esas sayılı dava dosyası ile açılan kamu davasında, suça sürüklenen çocuk 19.02.2013 tarihli duruşmada tanık sıfatı ile alınan beyanında;..."ten borç para aldığını, ödemeyince sanık..."ün çalınan kabloları müştekiler ... ve ..."nın çaldığından bahisle şikayetçi olacağını, kendisinin de bu yönde tanıklık yapmasını aksi halde ödemediği borcunu ailesine anlatacağını söylemesi üzerine ailesinden korktuğu için Akçakale Cumhuriyet Başsavcılığına giderek ifade verdiğini, ... ve ..."nın kesinlikle..."e ait kabloları çalmak için kendisinden yardım istemediklerini,..."ün yazıp verdiği ifadeyi ezberleyerek aynısını savcılıkta tekrarladığını beyan ettiği, olayda; yalan tanıklık suçundan suça sürüklenen çocuk ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 272/3, 43/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 13 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.02.2015 tarihli ve 2014/12 esas, 2015/50 sayılı kararı temyiz edilmeden kesinleştiği anlaşılmıştır.
    II)Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:
    1)Kayden 26.01.1994 doğumlu olan suça sürüklenen çocuğun, suçun işlendiği 12.01.2012 tarihi itibariyle 18 yaşını tamamlamadığı cihetle, 5237 sayılı Kanunun 31/3. maddesi gereğince cezasından indirim yapılması gerektiği gözetilmeden fazla ceza tayininde,
    2)Suça sürüklenen çocuğa verilen 2 yıl hapis cezasından 5237 sayılı Kanunun 43/1. maddesi gereğince 1/4 oranında artırım yapıldığında 2 yıl 6 ay hapis cezasına, anılan Kanunun 62/1. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapıldığında 2 yıl 1 ay hapis cezasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde ceza tayininde,
    3)Gerçekte suç tarihinde 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuğa verilen cezanın üç yıldan az olması ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 51/1 maddesi uyarınca erteleme şartlarının bulunmasına rağmen, kararda belirtilen gerekçe ile anılan Kanunun 51/1. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına dair karar verilmesinde,
    4)Suça sürüklenen çocuğun suçun işlendiği 12.01.2012 tarihi itibariyle 18 yaşını tamamlamadığı ve 5237 sayılı Kanunun 53/4. maddesi gereğince hakkında hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceği gözetilmeksizin. 5237 sayılı Kanunun 53.
    maddesi gereğince hak yoksunluğuna hükmedilmesinde isabet görülmediğine ilişkindir.
    III)Hukuksal Değerlendirme:
    TCK"nın 31/3. maddesinde “Fiili işlediği sarıda onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde onsekiz yıldan yirmidört yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların üçte biri indirilir ve bu halde her fiil için verilecek hapis cezası oniki yıldan fazla olamaz.” hükmü,
    TCK"nın 51. maddesinde “İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkum edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler hakkında üç yıldır. Ancak erteleme kararının verilebilmesi için kişinin;
    a)Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması,
    b)Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mehkemede bir kanaatin oluşması, gerekir.” hükmü ve
    TCK"nın 53/4. maddesindeki “Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz” hükümleri nazara alındığında,
    İncelenen dosya kapsamına göre;
    1)Kayden 26.01.1994 doğumlu olan suça sürüklenen çocuğun, suçun işlendiği 12.01.2012 tarihi itibariyle 18 yaşını tamamlamadığı cihetle, 5237 sayılı Kanunun 31/3. maddesi gereğince cezasından indirim yapılması gerektiği gözetilmeden fazla ceza tayininde,
    2)Suça sürüklenen çocuğa verilen 2 yıl hapis cezasından 5237 sayılı Kanunun 43/1. maddesi gereğince 1/4 oranında artırım yapıldığında 2 yıl 6 ay hapis cezasına, anılan Kanunun 62/1. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapıldığında 2 yıl 1 ay hapis cezasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde ceza tayininde,
    3)Gerçekte suç tarihinde 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuğa verilen cezanın üç yıldan az olması ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 51/1 maddesi uyarınca erteleme şartlarının bulunmasına rağmen, kararda belirtilen gerekçe ile anılan Kanunun 51/1. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına dair karar verilmesinde,
    4)Suça sürüklenen çocuğun suçun işlendiği 12.01.2012 tarihi itibariyle 18 yaşını tamamlamadığı ve 5237 sayılı Kanunun 53/4. maddesi gereğince hakkında hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceği gözetilmeksizin, 5237 sayılı Kanunun 53. maddesi gereğince hak yoksunluğuna hükmedilmesinde,
    İsabet görülmediğinden anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi uygun görülmüştür.

    IV)Sonuç ve karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi yerinde görüldüğünden, Akçakale 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.02.2015 tarihli ve 2014/12 esas, 2015/50 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    Hukuka aykırılığın CMK"nın 309/4-d maddesine istinaden düzeltilmesi mümkün görüldüğünden;
    “1-Suça sürüklenen çocuk ..."nın atılı yalan tanıklık suçunu işlediği sabit kabul edilmekle eylemine uyan TCK"nın 272/3. maddesi gereğince suçun işleniş biçimi, sanığın ekonomik durumu ve diğer şahsi halleri dikkate alınarak takdiren 2 YIL HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
    2-Suça sürüklenen çocuğun bu suçu tek bir eylemle birden fazla kişiye karşı işlediği anlaşıldığından işbu cezanın TCK"nın 43/2 maddesi delaletiyle 43/1 maddesi gereğince takdiren ¼ oranında artırılarak 2 YIL 6 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
    3-Suça sürüklenen çocuğun, suçun işlendiği tarih itibariyle 15 yaşını doldurmuş olup da 18 yaşını doldurmadığından TCK"nın 31/3. maddesi uyarınca sanığın cezasından 1/3 oranında indirim yapılarak 1 YIL 8 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
    4-Suça sürüklenen çocuğun geçmişi, verilecek cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri lehine takdiri indirim kabul edilerek TCK"nın 62. maddesi gereğince cezasından 1/6 oranında indirim yapılarak sanığın 1 YIL 4 AY 20 GÜN HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
    5-Suça sürüklenen çocuğun, sabıkasız haline, suç işleme hususundaki eğilimine, suç nevine göre ödenmesi gereken somut maddi zarar bulunmamasına ve suça sürüklenen çocuğun talebine nazaran hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde suç işlemekten çekineceğine dair Dairemizde olumlu kanaat oluştuğundan hükmün 5271 sayılı CMK"nın 231/5. maddesi gereğince HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,
    6-Suça sürüklenen çocuk hakkında 5271 sayılı CMK"nın 231/8. maddesi delaletiyle 5395 sayılı Kanunun 23. maddesi gereğince, 3 yıllık denetim süresi belirlenmesine ancak bu sürede ayrıca yükümlülük uygulanmasının takdiren yer olmadığına" olarak hükmün düzeltilerek diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara