Esas No: 2016/1794
Karar No: 2016/4137
Karar Tarihi: 20.06.2016
Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/1794 Esas 2016/4137 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
TALEP:
Yargı makamlarını etkilemeye teşebbüs suçundan şüpheliler ..., ... ve ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 11.09.2014 tarihli ve 2014/5145 soruşturma, 2014/3340 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müşteki vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii ... Sulh Ceza Hakimliğinin 29.12.2014 tarihli ve 2014/927 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, ... 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/9 esas sayılı dosyası kapsamında yapılan iletişimin tespiti sırasında, ..."ın ... Barosu avukatlarından ... ve yardımcıları ... ve ... aracılığı ile ... Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden 2010/222 esas sayılı dosyada yargılamayı etkileme faaliyeti içerisinde bulundukları ve hakime rüşvet vermeye çalıştıkları iddiası ile şikayetçi olunmasına rağmen, hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan, şüphelilerin müvekkilleri ile mahkemeye verilmek üzere para konusunda anlaşma yaptıklarına dair görüşmelerin bulunduğu, ancak şüphelilerin mahkeme heyeti ile irtibata geçip bu yönde talepte bulundukları yönünde bir delil bulunmadığı ve atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Kanunun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanunun 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanunun 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanunun kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada kanuna uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanunun 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda müştekinin vekili aracılığıyla Cumhuriyet Savcılığına şikayetçi olmasını müteakip, anılan Cumhuriyet savcılığınca yukarıda belirtilen gerekçe ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de müştekinin şikayeti ile ilgili olarak beyanının alınmadığı gibi şüphelilerin de ifadelerine başvurulmadığı, şikayete konu dava dosyasının ve iletişimin tespiti tutanaklarının incelenmediği, ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/222 E. sayılı dosyası ile ilgili olarak yargılamada görev alan Hakimlerin tespiti ile gerekirse tanık olarak bilgilerine başvurulması gerekirken, hiç bir soruşturma işlemi yapılmadan kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği dikkate alındığında, itirazın bu gerekçelerle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 25.01.2016 gün ve 94660652-105-48-13281-2015-E. 26186/81994 sayılı yazılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.01.2016 tarih ve 2015/413450 sayılı tebliğnamesi ile bozma talep edilmiş olmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
I)Olay:
Müşteki Burhan Ataalp vekilinin 18.11.2013 havale tarihli ... Cumhuriyet Başsavcılığına sunmuş olduğu şikayet dilekçesinde özetle, 13.06.2010 günü.... oğlu...."ı öldürmesi sonucu ... Ağır Ceza Mahkemesince 2010/22 esas 2011/271 sayılı kararı ile ...hakkında 10 yıl hapis cezasına mahkum edildiğini, hapis cezasının Yargıtay tarafından onandığını, mezkur dava ... Ağır Ceza Mahkemesinde devam ederken maktul ... hakkında örgüt kurmak, yönetmek, fuhuşa aracılık etmek ve insan ticareti suçlarından ... Cumhuriyet savcılığınca 2010/640 soruşturma numarası kapsamında iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınmasına ilişkin karar alındığını, soruşturma sonunda ... 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/9 esas sayılı dosyası üzerinden yargılamanın devam ettiğini, dosya kapsamında yapılan iletişimin dinlenmesinde, ..."ın ... Barosu avukatlarından avukatı ... ve yardımcıları ..., ... aracılığı ile ... Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden 2010/222 esas sayılı dosyada yargılamayı etkileme faaliyeti içerisinde bulundukları ve bu suretle hakime rüşvet vermeye çalıştıkları, belirterek müştekinin Avukat ... ve yardımcıları ... ve ... hakkında yargı makamlarını etkilemeye teşebbüs suçundan cezalandırılması için şikayetçi olması neticesinde yürütülen soruşturma sonunda yargı makamlarını etkilemeye teşebbüs suçundan şüpheliler ..., ... ve ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 11.09.2014 tarihli ve 2014/5145 soruşturma 2014/3340 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müşteki vekili tarafından yapılan itiraza ilişkin olarak mercii ... Sulh Ceza Hakimliğinin 29.12.2014 tarihli ve 2014/927 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar vermiştir.
II)Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:
... 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/9 esas sayılı dosyası kapsamında yapılan iletişimin tespiti sırasında, ... ... ... Barosu avukatlarından ... ve yardımcıları ... ve ... aracılığı ile ... Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden 2010/222 esas sayılı dosyada yargılamayı etkileme faaliyeti içerisinde bulundukları ve hakime rüşvet vermeye çalıştıkları iddiası ile şikayetçi olunmasına rağmen, hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan, şüphelilerin müvekkilleri ile mahkemeye verilmek üzere para konusunda anlaşma yaptıklarına dair görüşmelerin bulunduğu, ancak şüphelilerin mahkeme heyeti ile irtibata geçip bu yönde talepte bulundukları yönünde bir delil bulunmadığı ve atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Kanunun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanunun 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanunun 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanunun kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada kanuna uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanunun 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda müştekinin vekili aracılığıyla Cumhuriyet Savcılığına şikayetçi olmasını müteakip, anılan Cumhuriyet Savcılığınca yukarıda belirtilen gerekçe ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de müştekinin şikayeti ile ilgili olarak beyanının alınmadığı gibi şüphelilerin de ifadelerine başvurulmadığı, şikayete konu dava dosyasının ve iletişimin tespiti tutanaklarının incelenmediği, ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/222 E. sayılı dosyası ile ilgili olarak yargılamada görev alan Hakimlerin tespiti ile gerekirse tanık olarak bilgilerine başvurulması gerekirken, hiç bir soruşturma işlemi yapılmadan kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği dikkate alındığında, itirazın bu gerekçelerle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet bulunup bulunmadığına ilişkindir.
III) Hukuksal Değerlendirme:
Ceza Muhakemesi Kanununun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi
gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
Anılan Kanunun 6545 sayılı Kanunla değişik “Cumhuriyet savcısının kararına itiraz” başlıklı 173. maddesinde ise;
“(3) (Değişik: 18.06.2014-6545/71 md.) Sulh Ceza Hakimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet Başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkum eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik: 25.05.2005 - 5353/26 md.) Sulh Ceza Hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.” hükümleri yer almaktadır.
Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlemini veren bir hali öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
Bir fiilin işlendiği haberinin alınması üzerine, suçu takibe yetkili makamlar tarafından derhal hazırlık soruşturmasına başlanmasını ifade eden ilkeye "araştırma mecburiyeti ilkesi"; hazırlık soruşturmasının neticesinde fiilin takibini gerektirecek hususlarda fiilin ve failin belli olması, yeterli emareler teşkil edecek vakıaların bulunması, başka bir ifade ile, şüphelerin ciddi olduğunun tespit edilmesi ve dava şartlarının gerçekleşmiş olması durumunda, yetkili makam tarafından kamu davasının açılmasını ifade eden ilkeye ise "kamu davasını açma mecburiyeti ilkesi" denilmektedir.
İncelenen dosya kapsamına göre, ... 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/9 esas sayılı dosyası kapsamında yapılan iletişimin tespiti sırasında, ..."ın ... Barosu avukatlarından ... ve yardımcıları ... ve ... aracılığı ile ... Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden 2010/222 esas sayılı dosyada yargılamayı etkileme faaliyeti içerisinde bulundukları ve hakime rüşvet vermeye çalıştıkları iddiası ile şikayetçi olunmasına rağmen, hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan, şüphelilerin müvekkilleri ile mahkemeye verilmek üzere para konusunda anlaşma yaptıklarına dair görüşmelerin bulunduğu, ancak şüphelilerin mahkeme heyeti ile irtibata geçip bu yönde talepte bulundukları yönünde bir delil bulunmadığı ve atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Kanunun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanunun 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanunun 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanunun kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada kanuna uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanunun 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda müştekinin vekili aracılığıyla Cumhuriyet Savcılığına şikayetçi olmasını müteakip, anılan Cumhuriyet Savcılığınca yukarıda belirtilen gerekçe ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de müştekinin şikayeti ile ilgili olarak beyanının alınmadığı gibi şüphelilerin de ifadelerine başvurulmadığı, şikayete konu dava dosyasının ve iletişimin tespiti tutanaklarının incelenmediği, ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/222 E. sayılı dosyası ile ilgili olarak yargılamada görev alan Hakimlerin tespiti ile gerekirse tanık olarak bilgilerine başvurulması gerekirken, hiç bir soruşturma işlemi yapılmadan kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği dikkate alındığında, itirazın bu gerekçelerle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde,
İsabet görülmediğinden anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
IV)Sonuç ve karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi yerinde görüldüğünden, ... Sulh Ceza Hakimliğinin 29.12.2014 tarihli ve 2014/927 değişik iş sayılı kararının CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMK"nın 309/4-a maddesi kapsamında bozma nedeni davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin olduğundan müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.