Esas No: 2016/992
Karar No: 2016/4111
Karar Tarihi: 17.06.2016
Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/992 Esas 2016/4111 Karar Sayılı İlamı
16. Ceza Dairesi 2016/992 E. , 2016/4111 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin
kullanılması
Hüküm : TCK"nın 268. maddesi delaletiyle 267/1, 62, 53.
maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-“Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma” suçunun oluşabilmesi için, failin işlemiş olduğu bir suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla hareket etmesi gerektiği, somut olayda ise; daha önce işlemiş olduğu hırsızlık suçundan aranan sanığın kimlik kontrolü sırasında yakalanmasını engellemek amacıyla kolluk görevlilerine ... adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanını ibraz etmesi ve gerçek kimliğinin anlaşılması üzerine tutanak düzenlenmesi şeklinde gerçekleşen eyleminin hem "fikri sahtecilik" olarak da adlandırılan TCK"nın 206. maddesinde düzenlenen, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu hem de aynı Kanunun 204/1 maddesinde tanımlanan resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı ancak her iki suçun da aynı hukuki değeri koruması nedeniyle TCK"nın 212. maddesinin uygulanamayacağı da gözetilerek TCK"nın 44. maddesi gereğince daha ağır cezayı gerektiren TCK’nın 204. maddesinde tanımlanan “Resmî belgede sahtecilik” suçundan ... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/868-2009/401 sayılı kararı ile
mahkumiyetine karar verildiği nazara alındığında, atılı suçtan ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden bu suçtan da ayrıca mahkumiyetine karar verilmesi,
2-Kabul ve uygulamaya göre de,
TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemiş olması ve ayrıca TCK"nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararının gözetilmesi lüzumu,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 17.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.