Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/8960 Esas 2020/2077 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8960
Karar No: 2020/2077
Karar Tarihi: 15.06.2020

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/8960 Esas 2020/2077 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, sıra cetveline itiraz davasıdır. Davacı, dava dışı borçlu hakkında başlatılan takipte borçluya ait taşınmazın davalıya satıldığını ve davalının alacağının muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalının sıra cetvelinden çıkarılmasını talep etmiştir. Davalı ise ihalenin alacağa mahsuben yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkeme, davalının takip tarihinin davacının çekleri keşide tarihinden daha önce olduğunu, bu nedenle davalı alacağının daha önce doğduğunu ve sonraki alacak yönünden muvazaa yaratılamayacağını gerekçe göstererek davanın reddine karar vermiştir. Ancak, muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında davalı alacağının gerçek bir borçlandırıcı işleme dayandığını ispat etmek zorunda olduğu vurgulanarak, kararın bozulması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddesi olarak, Türk Borçlar Kanunu'nun 1. maddesi gösterilmiştir.
23. Hukuk Dairesi         2016/8960 E.  ,  2020/2077 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, dava dışı borçlu hakkında takip başlatıldığını, borçluya ait taşınmazın alacağa mahsuben davalıya satıldığını, icra müdürlüğünce düzenlenen sıra cetvelinde davalının 1. sırada yer aldığını, davalı alacağının muvazaalı olduğunu gerçekte böyle bir alacak olmadığını ileri sürerek davalının sıra cetvelinden çıkarılmasını talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, sıra cetvelinde paylaşıma konu bedel olmadığını, ihalenin alacağa mahsuben yapıldığını bu nedenle davanın dava açmakta hukuki yararı olmadığını, kötü niyetin ispatlanması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının takip tarihinin davacının çekleri keşide tarihinden daha önce olduğu, bu durumda davalı alacağının daha önce doğduğu, sonraki alacak yönünden muvazaa yaratılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, muvazaa nedeni ile sıra cetvelinden davalının çıkarılması istemine ilişkindir.
    Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia; borçlu ile davalı alacaklının muvazaalı biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır.
    Bu davalarda davalı alacağının gerçek bir borçlandırıcı işleme dayandığını ispat etmek zorundadır. Mahkemenin kabulünde olduğu gibi sonradan doğacak bir borç için önceden muvazaa oluşturulması kural olarak mümkün değil ise de bu husus sadece bono ve çeklerin tanzim veya ibraz tarihleriyle isbatı yetersizdir. Bu tarihlerin tesbiti sırasında bononun her zaman düzenlenmesi mümkün olduğu nazara alınarak en son takip tarihinde düzenlendiğinin kabulü gerekir. Çeklerde ise bankaya ibraz tarihi nazara alınarak sonuca gidilmelidir. Bunun haricinde ticari ilişkinin çek ve bonodan önce doğduğunun iddia edilmesi halinde bu husustaki delillerde değerlendirilerek dava sonuçlandırılmalıdır. Bu hususlara dikkat edilmeden salt bono ve çeklerdeki tarihlere bakılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcın talep halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara