Esas No: 2015/5232
Karar No: 2016/3765
Karar Tarihi: 08.06.2016
Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/5232 Esas 2016/3765 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.06.2015 tarih ve 2015/226367 sayılı yazısı ile;
İftira suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 17.07.2013 tarihli ve 2013/20673 soruşturma, 2013/14628 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin ... Ağır Ceza Mahkemesinin 04.11.2013 tarihli ve 2013/1136 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, şüpheli tarafından İçişleri Bakanlığına hitaben yazılan 04.12.2012 tarihli dilekçede, müştekinin gıda alım ihalesinde usulsüzlük yaparak ihaleye fesat karıştırdığı ve gıda miktarlarını belirten evraklarda ihale tarihinden sonra değişiklik yaptığı şeklindeki beyanları ile iftira ve hakaret ettiği iddiası üzerine yürütülen soruşturma sonucu, şüpheli hakkında kamu davası açmayı haklı gösterecek delil elde edilemediği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 160. maddesinde yer alan "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 14.11.2007 tarihli ve 2007/9636-9375 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, bahse konu dilekçe üzerine ... Valiliği İl İdare Kurulu tarafından yapılan işlemler ve buna ilişkin dosyanın ayrıca ... ilçesi Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfınca düzenlenen 03.09.2009 ve 25.12.2009 tarihli gıda alım ihalelerine ilişkin ihale dosyaların celp edilip incelemesi gerektiği, müştekinin yaptığı şikâyet üzerine şüphelinin ifadesinin tespiti haricinde başkaca işlem yapılmayarak eksik araştırma yapıldığı, ortada 5271 sayılı Kanuna uygun etkin bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanunun 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapılmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 12.06.2015 gün ve 94660652-105-66-0968-2014-12002/39078 sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I)Olay:
... Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Müdürü olan şüpheli ... tarafından, vakfın gıda alım ihaleleri ve yardım işlemlerinde usulsüzlükler bulunduğu iddiası ile Kaymakam vekili ... ve diğer görevliler hakkında şikayette bulunulduğu, ... Valiliği tarafından yapılan ön inceleme sonucunda 15.02.2013 tarihli kararla ...ve diğer görevliler hakkında İhale Kanununa uygun hareket etmeyerek kusurlu davranmaları sebebiyle 4483 soruşturma izni verilmesine karar verildiği, şüphelilerin karara itirazda bulunmaları üzerine ... Bölge İdare Mahkemesinin 08.05.2013 tarihli kararı ile itirazların kabulüne, soruşturma izni verilmesine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verildiği, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/6768 soruşturma numaralı dosyasında soruşturma şartı gerçekleşmediği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, bu karardan sonra ... tarafından ... hakkında iftira suçundan dolayı şikayette bulunulduğu,... Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/20673 soruşturma numaralı dosyasında “şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair müştekinin soyut iddiası dışında kamu davasını açmayı gerektirir nitelikte yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediği gibi dosyada mevcut soruşturma izni verilmesine ilişkin karar ve bu kararın kaldırılmasına ilişkin mahkeme kararı içerikleri dikkate alındığında şüphelinin Anayasal bir hak olan dilekçe hakkını kullandığı anlaşılmakla.” şeklindeki gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği, müşteki vekilinin karara süresinde itirazı üzerine, ... Ağır Ceza Mahkemesinin 04.11.2013 tarihli ve 2013/1136 değişik iş sayılı kararıyla itirazın reddine karar verildiği, kesin olan bu karara karşı müştekinin eksik soruşturma yapıldığına ilişkin müracaatı üzerine, kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
II)Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:
Kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karara, müşteki vekili tarafından eksik soruşturma yapıldığı gerekçesiyle yapılan itirazın reddine dair mercii kararının, hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III)Hukuksal Değerlendirme:
Ceza Muhakemesi Kanununun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli mahkemenin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Diğer bir deyişle Cumhuriyet savcısı elde edilen delillerin kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturduğu kanaatine varırsa dava açacak, aksi durumda takipsizlik kararı verecektir. Aksi durumun kabulü her ihbar veya şikayet üzerine Cumhuriyet savcısının kamu davası açmasını gerektirir ki bu kabul lekelenmeme hakkıyla bağdaşmayacak ve kanunun ruhuna uygun düşmeyecektir. Somut olayda Kayseri Valiliği tarafından yapılan ön inceleme sonucunda 15.02.2013 tarihli kararla ... ve diğer görevliler hakkında İhale Kanununa uygun hareket edemeyerek kusurlu davranmaları sebebiyle 4483 soruşturma izni verilmesine karar verildiği, şüphelilerin karara itirazda bulunmaları üzerine Kayseri Bölge İdare Mahkemesinin 08.05.2013 tarihinde Başkan vekilinin karar itiraz edenlerin “Kamu İhale Kanunu Hükümlerine aykırı davranmak suretiyle kamu zararına sebebiyet verdiklerinden, haklarında isnat edilen eylemden Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlık soruşturması yapılmasını gerektirecek nitelikte olduğundan” bahisle muhalif kalması sebebiyle oy çokluğu sonucu verilen kararı ile itirazların kabulüne karar verildiği şüpheli ..."ın iddialarının bir
kısım vakalara dayandığı ve eyleminin suç işlemediğini bildiği kimselere suç atmak biçiminde olmayıp Anayasanın 74. maddesi ile garanti altına alınan "Anayasal dilekçe-şikayet hakkı"nı kullanma niteliğinde bulunduğunun anlaşılması karşısında, itirazın reddine dair mercii kararı yerinde görülmekle kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.
IV)Sonuç ve karar:
Boğazlıyan Ağır Ceza Mahkemesinin 04.11.2013 tarihli ve 2013/1136 değişik iş sayılı kararı usul ve kanuna uygun olup, kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden REDDİNE, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.06.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.