Esas No: 2021/19345
Karar No: 2022/16438
Karar Tarihi: 24.11.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/19345 Esas 2022/16438 Karar Sayılı İlamı
6. Ceza Dairesi 2021/19345 E. , 2022/16438 K.Özet:
Suça sürüklenen çocuklar hakkında nitelikli hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından mahkumiyet kararı verilmiştir. Temyiz istemi süresi dolmuş olsa da, süre hak düşürücü değil düzenleyici olarak kabul edilmelidir. Temyiz istemi yapılan suçlardan mala zarar verme suçuna verilen adli para cezası kesinleşmiştir ve temyiz edilemez. Diğer suçlar konusunda ise temyiz istemleri yerinde görülmemiş ve reddedilmiştir. Kanun maddeleri olarak; CMK'nın 295/1 ve 302/1 maddeleri, 6217 sayılı Kanun'un 26. maddesi, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesidir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Nitelikli hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Suça sürüklenen çocuklar müdafii 26.09.2017 tarihinde süre tutum ve gerekçeli kararın tebliğinden dokuz (9) gün sonra 15.11.2017 tarihli gerekçeli temyiz dilekçeleri vermek suretiyle hükmü temyiz etmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı temyiz başvurusunun suça sürüklenen çocuklar müdafii yönünden CMK’nın 298. maddeleri uyarınca süreden reddi gerektiği görüşündedir.
Bu sebeple, temyiz başvurusu öncelikle süre yönünden değerlendirilmiştir.
5271 sayılı CMK’nın 295/1. maddesinde düzenlenen yedi (7) günlük sürenin hak düşürücü ya da düzenleyici süre olduğu hususu doktrinde tartışmalıdır. Dairemiz çoğunluk görüşüne göre bu süre düzenleyici bir süre olarak kabul edilmeli, süre tutum dilekçesi vermek suretiyle temyiz iradesini ortaya koyan sanık, müdafii, katılan veya vekilinin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi (7) gün içerisinde gerekçelerini bildirmemeleri halinde, meşruhatlı davetiye tebliğ edilerek mâkul bir sürede temyiz gerekçelerinin, diğer bir ifadeyle sebeplerinin bildirilmemesi halinde temyiz başvurusunun sebep yokluğundan ret edileceği ihtarı yapılmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
CMK’nın 295/1. maddesindeki yedi (7) günlük sürenin hak düşürücü süre olduğu kabul edilse bile, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21/09/2021 tarih 2020/14-115 esas ve 2021/412 karar sayılı içtihadında sözü edilen sürenin hak düşürücü süre olduğu kabul edilmekle birlikte, doktrinde tartışmalı olması nedeniyle kararın sonuç bölümünde “hükmün CMK’nın 291. maddesi uyarınca onbeş (15) günlük temyiz süresine tabi olduğu, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren ise aynı Kanunun 295/1. madde uyarınca yedi (7) gün içerisinde temyiz sebeplerinin bildirilmesi gerektiği” belirtilmediği taktirde müdafii ve vekil dahil olmak üzere sürede yanıltmanın varlığı kabul edilerek temyiz başvurusunun ve sebeplerinin duruma göre süresinde bildirildiği kabul edilerek işin esasına girilebilir.
Somut olayda suça sürüklenen çocuklar müdafiinin; gerekçeli kararın 06.11.2017 tarihinde kendisine tebliğinden dokuz (9) gün sonra 15.11.2017 tarihinde temyiz ettiği anlaşılmakta ise de; 26.09.2017 günlü oturumda suça sürüklenen çocuklar ve müdafiinin yüzüne karşı tefhim edilen kısa kararın sonuç bölümünde, “Suça sürüklenen çocuklar ve müdafi Av. ...’ın yüzlerine karşı tefhim tarihinden itibaren 15 gün içerisinde hükmü veren Dairemize bir dilekçe verilmesi ya da zabıt kâtibine beyanda bulunup tutanak tutturup hâkime onaylatmak veya bir başka ilk derece ceza mahkemesi ya da Bölge Adliye Mahkemesi ceza dairesi aracılığıyla dilekçe gönderilmek, ilgilinin cezaevinde bulunması halinde ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne beyanda bulunmak veya bu hususta bir dilekçe vermek suretiyle iddia makamının talebine uygun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 286. maddesi uyarınca TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere.” denildiği ve CMK’nın 295/1. maddesindeki ek yedi (7) günlük süreden hiç söz edilmediği için, yanıltma nedeniyle temyiz başvurusu süresinde kabul edilmiştir.
I-Suça sürüklenen çocuklar hakkında mala zarar verme suçuna yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
14.04.2011 tarihinden yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen ek 2. madde uyarınca doğrudan verilen 3.000 TL’ye kadar olan adli para cezalarından ibaret mahkumiyet hükümleri kesin olup, suça sürüklenen çocuklar hakkında mala zarar verme suçundan tayin edilen 1.320,00 TL adli para cezasına ilişkin hükmün cezanın türü ve miktarı itibariyle temyizi mümkün bulunmadığından 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi gereğince, suça sürüklenen çocuklar müdafii ile Bölge Adliye mahkemesi Cumhuriyet Savcısının temyiz istemlerinin tebliğnameye aykırı olarak REDDİNE,
II-Suça sürüklenen çocuklar hakkında mağdur ...’ye yönelik nitelikli hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarına yönelik temyiz istemleri ile mağdur ...’e yönelik nitelikli hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarına yönelik ... Bölge Adliye Cumhuriyet Savcısı ile suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;
5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin "Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.", aynı Kanunun 294. maddesinin "Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir." ve aynı Kanunun 301. maddesinin "Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar." şeklinde düzenlendiği de gözetilerek, suça sürüklenen çocuklar müdafiinin temyiz isteminin, somut delil olmadığı, dosya içerisine alınan uzmanlık raporuna göre görüntüler ile sanıklar arasında benzerlik olmadığına yönelik olduğu; Bölge Adliye mahkemesi Cumhuriyet Savcısının temyiz istemlerinin de mağdur ...’e yönelik atılı suçlardan somut delil olmadığı hususlarına yönelik olduğu belirlenerek, anılan sebeplere yönelik yapılan incelemede;
Oluş ve dosya içeriğine göre, suça sürüklenen çocuklar hakkında atılı suçlardan kurulan hükümlerde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla istinaf isteminin esastan reddine dair karar hukuka uygun bulunduğundan, suça sürüklenen çocuklar müdafii ile Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısının yerinde görülmeyen temyiz istemlerinin reddiyle, 5271 sayılı CMK'nın 302/1. maddesi uyarınca, usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ ile tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN ONANMASINA, dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine, 24.11.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.