Esas No: 2021/24405
Karar No: 2022/16579
Karar Tarihi: 29.11.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/24405 Esas 2022/16579 Karar Sayılı İlamı
6. Ceza Dairesi 2021/24405 E. , 2022/16579 K.Özet:
Bu mahkeme kararı, bir asliye ceza mahkemesinde görülen bir davada hakaret, mala zarar verme ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından dolayı sanığın mahkumiyetine karar verilmesini içermektedir. İçişleri Bakanlığı'nın görevi yaptırmamak için direnme suçuna dair temyiz istemi reddedilirken, mala zarar verme suçunda zarar görmüş olması nedeniyle davaya katılma hakkı olduğuna karar verilmiştir. Hakaret suçuyla ilgili temyiz istemi reddedilirken, görevi yaptırmamak için direnme suçunda silahtan sayılan taş atılmak suretiyle direnildiği gözetilmediği için karar bozulmuştur. Kararda yer alan kanun maddeleri ise şu şekildedir: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 265/1 ve 265/4 maddeleri, 5320 sayılı Kanun'un 8/1 maddesi ve 1412 sayılı CMUK'un 317, 322 ve 237/2 maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, mala zarar verme ve görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I- İçişleri Bakanlığı vekilinin görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
5237 sayılı TCK'nın 265/1. maddesinde düzenlenen görevi yaptırmamak için direnme suçundan doğrudan zarar görmeyen İçişleri Bakanlığı'nın davaya katılma hakkı bulunmadığı cihetle; şikayetçi kurumun bu suç yönünden temyiz isteminin CMUK'un 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II- Mala zarar verme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Yapılan yargılama sırasında kamu davasından haberdar edilmeyen İçişleri Bakanlığının katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olması nedeniyle CMK’nın 260/1. maddesine göre davaya katılma hakkı bulunduğundan; CMK'nın 237/2. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak kamu davasına katılan olarak kabulüne karar verilerek yapılan incelemede:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Kendisini avukat ile temsil ettiren katılan lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekliliği,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanık müdafiinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanığın mahkumiyetine karar verilen bölümden hemen sonra gelmek üzere “Katılan kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. madde ve fıkrası uyarınca 1.800 TL maktu vekâlet ücretinin sanıktan alınarak katılana ödenmesine” cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III- Hakaret suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
IV- Görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Direnme eylemi sırasında silahtan sayılan taş atılmak suretiyle de direnildiğinin anlaşılması karşısında, TCK’nın 265/4 maddesi ile de uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ile o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 29.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.