Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/17278 Esas 2022/16730 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/17278
Karar No: 2022/16730
Karar Tarihi: 30.11.2022

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/17278 Esas 2022/16730 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, nitelikli hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından mahkum olmuştur. Mala zarar verme suçuna ilişkin temyiz istemi, cezanın miktarı nedeniyle REDDİNE karar verilmiştir. Nitelikli hırsızlık suçuna ilişkin temyiz istemi incelenmiş, suçun sanık tarafından işlendiği kabul edilmiş ve mahkeme kararı onanmıştır. Ancak, çalınan malın değeri gözetilerek cezadan uygun oranda indirim yapılması gerektiğinin düşünülmemesi nedeniyle hükmün BOZULMASINA karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak; CMK'nın 286/2-a, 288, 294, ve 301. maddeleri, TCK'nın 145 ve 150/2. maddeleri, TCK'nın 3. maddesi, T.C. Anayasası'nın 141/3, 5271 sayılı CMK'nın 34, 223, 230 ve 289. maddeleri belirtilmiştir.
6. Ceza Dairesi         2021/17278 E.  ,  2022/16730 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
    SUÇLAR : Nitelikli hırsızlık ve mala zarar verme
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    1-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
    Hükmolunan cezaların miktar ve türü gözetildiğinde, 5271 sayılı CMK'nın 286/2-a maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığından, sanık müdafiinin temyiz isteminin 5271 sayılı CMK'nın 298. maddesi uyarınca REDDİNE,
    2-Sanık hakkında nitelikli hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
    5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin ''Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.'', aynı Kanunun 294. maddesinin ''Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.'' ve aynı Kanunun 301. maddesinin ''Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek temyiz sebebinin var olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdiri ile Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararına göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir
    Ancak;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.12.2009 günlü, 6/242-291 esas ve karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK'nın 145. (veya 150/2) maddelerinde veya gerekçelerinde “Daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma” koşulu yoktur. Elbette değerin az olmasına ilaveten, daha çoğunu alma olanağı varken daha azı alınmış ise; bu maddeler sanık lehine uygulanmalıdır. Ancak; her iki maddenin, yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir.
    TCK'nın 145 veya 150/2. maddeleri uyarınca faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması kural olarak yeterli olup, suç ve cezada kanunilik ilkesi ile aleyhe kıyas ve yorum yasağı gereği, kanunda bulunmayan başka bir koşul ihdas edilemez.
    Hâkim indirim oranını TCK'nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “İşlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır.
    TCK'nın 145 ve 150/2. maddelerinin uygulanmasında hâkime geniş bir takdir yetkisi tanınmış olup, T.C. Anayasasının 141/3, 5271 sayılı CMK'nın 34, 223, 230 ve 289. maddeleri uyarınca sözü edilen yetki kullanılırken, keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle açıklanmalı ve uygulama yapılmalıdır.
    Öte yandan hâkim, TCK'nın 145 veya 150/2. maddeleriyle kendisine tanınan takdir yetkisini kullanırken, evrensel ceza hukuku prensiplerinden olan ve ceza kanunlarımızın hazırlanmasında esas alınan, kanunilik, belirlilik, orantılılık ve ölçülülük ilkeleri, kıyas ve aleyhe yorum yasağı ile mükerrer değerlendirme yasağına uygun bir değerlendirme yapmak zorundadır.
    Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce benimsenen içtihatları uyarınca; rögar kapağı, plaka, sürücü belgesi, kimlik belgesi ve bankamatik kartı gibi eşyaların hırsızlık suçuna konu olması halinde, ortaya çıkan tehlike veya bunların yeniden çıkartılması için sarf edilecek emek ve mesai vb.’de gözetilerek değer azlığı indirimi yapılmamalıdır.
    Açıklanan nedenlerle;
    Suç tarihinde müştekiye ait araçtan müşteki beyanına göre sanık lehine yorumla toplam değeri 130 TL kadar olan gözlük ve parfümü çalan sanık hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de çalınanların değeri gözetilerek TCK'nın 145. maddesi gereğince cezadan uygun oranda indirim yapılması gerektiğinin düşünülmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, kararın Mahkemesine iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 30.11.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara