Esas No: 2021/25093
Karar No: 2022/16739
Karar Tarihi: 01.12.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/25093 Esas 2022/16739 Karar Sayılı İlamı
6. Ceza Dairesi 2021/25093 E. , 2022/16739 K.Özet:
Sanık hakkında, kamunun malına zarar verme, trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından mahkumiyet kararı verilmiştir. Temyiz istemleri incelenirken, İçişleri Bakanlığı'nın davaya katılma ve hükmü temyiz hakkı bulunmadığı için reddedilmiştir. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan kurulan hüküm reddedilmiştir. Kamu malına zarar verme suçundan zarar gören İçişleri Bakanlığı'nın suça müdahil olarak katılma talebinin kabul edildiği belirtilmiştir. Ancak avukatlık ücret tarifesi gereği sanık aleyhine ve vekil ile temsil ettiren katılan lehine avukatlık ücretine hükmedilmediği için karar bozulmuştur. Karar tarihinde geçerli olan kanun maddelerine göre sanıktan 1.800 TL vekalet ücretinin alınıp katılan kuruma verilmesi hükmü eklenerek, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hüküm düzeltilerek onanmıştır.
Kanun maddeleri:
- 7331 sayılı Kanun'un 23. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 251. maddesi
- CMK'nın 237/2. maddesi
- 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi
- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 1136 sayılı Kanun’un 168. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kamu malına zarar verme, trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve görevi yaptırmamak için dirinme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
14/07/2021 tarih 31541 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7331 sayılı Kanun'un 23. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 251. maddesine eklenen “175'inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca duruşma günü belirlendikten sonra basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme de gözetilerek, basit yargılama usulünün uygulanamayacağı belirlenerek, bu yönde bozma isteyen tebliğnameye iştirak edilmemiştir.
I-Katılan vekilinin görevi yaptırmamak için direnme ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Sanık hakkında kamu görevlisine karşı görevinden dolayı görevi yaptırmamak için direnme ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından doğrudan zarar görmeyen müşteki İçişleri Bakanlığı’nın davaya katılma ve hükmü temyiz hakkı bulunmadığından; temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II-Sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre sanığın temyiz istemleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
III-Sanık hakkında kamu malına zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Kamu malına zarar verme suçu yönünden suçtan zarar gören İçişleri Bakanlığı’nın kovuşturma aşamasından haberdar edilmediği, 5271 sayılı CMK'nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolunun açık olduğu, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 19.10.2010 tarih, 2010/9-149 Esas ve 2010/205 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere müştekinin katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar gördüğü konusunda araştırma yapmayı gerektirecek bir tereddüt bulunmadığı görüldüğünden, CMK'nın 237/2. maddesi uyarınca 10.05.2021 tarihli temyiz dilekçesinde katılma talebinde bulunduğu anlaşılmakla kamu malına zarar verme suçundan zarar gören müşteki İçişleri Bakanlığı’nın davaya katılan sıfatıyla kabulüne karar verilmekle yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1136 sayılı Kanun’un 168. maddesi ile hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, mahkumiyetine karar verilen sanık aleyhine ve kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan ... vekili ile sanığın temyiz istemleri bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye değişik gerekçeyle aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi yollamasıyla CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasına “Karar tarihinde yürürlükte bulunan 2016 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.800 TL vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılan kuruma verilmesine” cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 01/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.