Esas No: 2015/5457
Karar No: 2015/3068
Karar Tarihi: 15.10.2015
Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/5457 Esas 2015/3068 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.07.2015 tarih ve 2015/245763 sayılı yazısı ile;
Soruşturmanın gizliliğini ihlal, özel hayatın gizliliğini ihlal, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs, hakaret ve iftira suçlarından şüpheli Musa Keşler hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 05.06.2014 tarihli ve 2014/26664 soruşturma, 2014/42048 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Sulh Ceza Hakimliğinin 23.09.2014 tarihli 2014/898 Değişik İş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre müşteki vekilinin 21.02.2014 tarihli dilekçesinde, şüphelinin ... Gazetesinin 15.02.2014 tarihli nüshasında yayınlanan "aman kimseler duymasın" başlıklı yazısında, müşteki ile eşi hakkında halen Cumhuriyet Başsavcılığınca 2013/120653 sayı ile yürütülen soruşturma konusu olaya ilişkin olarak haber yapıldığı, ancak bahse konu soruşturma dosyasında gizlilik kararı olduğu belirtilerek şikayette bulunulması üzerine başlatılan soruşturma neticesinde, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, iddia konusu yazılarda müştekinin savcıya verme bahanesiyle eşi Rıza Zarrab"dan 200.000 Dolar para aldığı, şüpheli sıfatıyla alınan ifadesinde de durumu ikrar ettiği belirtilerek ifadenin ayrıntılarına yer verildiği, haberde olayın müştekinin dinlenilmesi ve kayda alınması yasak niteliğinde olan eşi ile yaptığı telefon görüşmelerinden tespit edildiği belirtilerek genel mahiyette bu görüşmelerden bahsedildiği, müştekinin bahse konu olaya ilişkin olarak hakkında Cumhuriyet Başsavcılığınca 2013/120653 sayı ile yürütülen soruşturma dosyasında 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.01.2014 tarihli 2014/58 Değişik İş sayılı kararı ile 5187 sayılı Basın Kanununun 3. maddesi uyarınca yayın yasağı konulduğu cihetle yapılan haberlerde yayın yasağı konulmasına karşın soruşturmaya ilişkin ifade ve görüşme içeriklerine yer verilmek suretiyle soruşturmanın gizliliğinin ihlal edildiği dolayısıyla hakkında kamu davası açmaya yeterli delil bulunduğu, delillerin takdir ve değerlendirme yetkisinin mahkemede olduğu gözetilerek, itirazın kabulü ile kamu davasının açılmasına karar verilmesi yerine, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 29.06.2014 gün ve 94660652-105-34-4389-2015-E.13289/42896 sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak dairemize gönderilmiştir.
OLAYLAR VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Şüphelinin ... Gazetesinin 15.02.2014 tarihli nüshasında yayınlanan "aman kimseler duymasın" başlıklı yazısında, müşteki ile eşi hakkında olay tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığınca 2013/120653 sayı ile yürütülen soruşturma konusu olaya ilişkin olarak haber yaptığı, ancak bahse konu soruşturma dosyasında gizlilik kararı olduğu belirtilerek, soruşturmanın gizliliğini ihlal, özel hayatın gizliliğini ihlal, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs, hakaret ve iftira suçlarından soruşturmaya başlanılmış, yapılan soruşturma sonucunda şüphelinin sözkonusu yazısında özellikle müştekiye yönelik hakaret içerikli söz ve yorumları bulunmadığından hakaret, müştekinin kendi beyanları haber konusu yapıldığından iftira, müşteki ile eşinin kamunun ilgisini ve dikkatini çeken şahıslardan olması ile haberin konusunun müştekinin ikrarına dayandırılması dolayısıyla özel hayatın gizliliğini ihlal ve verilen haberde hükme esas teşkil edebilecek tarafların lehine ve aleyhine delillere temas edilmediğinden soruşturmanın gizliliğini ihlal ile adil yargılamayı etkilemeye teşebbbüs suçlarının oluşamayacağından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş, verilen bu karara karşı müşteki vekilince yapılan itiraz Sulh Ceza Mahkemesinin 23.09.2014 tarihli 2014/898 Değişik İş sayılı kararıyla reddolunmuştur.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise, iddia konusu yazılarda, müştekinin savcıya verme bahanesiyle eşi Rıza Zarrab"dan 200.000 Dolar para aldığı, şüpheli sıfatıyla alınan ifadesinde de durumu ikrar ettiği belirtilerek ifadenin ayrıntılarına yer verildiği, haberde olayın müştekinin dinlenilmesi ve kayda alınması yasak niteliğinde olan eşi ile yaptığı telefon görüşmelerinden tespit edildiği belirtilerek genel mahiyette bu görüşmelerden bahsedildiği, müştekinin bahse konu olaya ilişkin olarak hakkında Cumhuriyet Başsavcılığınca 2013/120653 sayı ile yürütülen soruşturma dosyasında 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.01.2014 tarihli 2014/58 Değişik İş sayılı kararı ile 5187 sayılı Basın Kanununun 3. maddesi uyarınca yayın yasağı konulduğu cihetle yapılan haberlerde yayın yasağı konulmasına karşın soruşturmaya ilişkin ifade ve görüşme içeriklerine yer verilmek suretiyle soruşturmanın gizliliğinin ihlal edildiği dolayısıyla hakkında kamu davası açmaya yeterli delil bulunduğu, delillerin takdir ve değerlendirme yetkisinin mahkemede olduğu gözetilerek, itirazın kabulü ile kamu davasının açılmasına karar verilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verildiği gerekçesiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
05.07.2012 tarih ve 28344 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 02.07.2012 tarih ve 6352 sayılı Kanunun 92. maddesi ile değiştirilen ve gizliliğin ihlali suçunu düzenleyen TCK"nın 285. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (b) bendlerinde, gizliliğin ihlali suçunun oluşabilmesi için, soruşturma evresinde yapılan işlemin içeriğinin açıklanması suretiyle suçlu sayılmama karinesinden yararlanma hakkının veya haberleşmenin gizliliğinin ya da özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesinin veya soruşturma evresinde yapılan işlemin içeriğine ilişkin olarak yapılan açıklamanın maddi gerçeğin ortaya çıkmasını engellemeye elverişli olmasının gerektiğinin belirtildiği, aynı maddenin 6. fıkrasında da, soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin haber verme sınırları aşılmaksızın haber konusu yapılmasının anılan suçu oluşturmayacağına dair hüküm bulunduğu, iddia konusu haber içeriğinde müştekinin suçlu sayılmama karinesinden yararlanma hakkının, haberleşmenin gizliliğinin ya da özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesinin sözkonusu olmadığı, yine maddi gerçeğin ortaya çıkmasını engellemeye yönelik ve bu amaçla yapılmış bir yorum, söz ve beyanın da bulunmadığı, haber içeriklerinin Anayasanın 28. ve 5187 sayılı Basın Kanununun 3. maddesinde düzenlenen basın özgürlüğü kapsamında kalmakla atılı soruşturmanın gizliliğini ihlal suçunu oluşturmayacağı anlaşılmakla talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:
Yukarıda açıklanan nedenlerle Sulh Ceza Hakimliğinin 23.09.2014 tarihli 2014/898 Değişik İş sayılı kararına yönelen "Kanun Yararına Bozma" isteminin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.