16. Ceza Dairesi 2015/5314 E. , 2015/3067 K.
"İçtihat Metni"
TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.07.2015 tarih ve 2015/246811 sayılı yazısı ile;
Terör örgütü üyeliği suçundan sanık ..."ın 12 yıl 6 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Devlet Güvenlik Mahkemesinin 17.12.2002 tarihli ve 1997/153 Esas, 2002/405 Karar sayılı kararının Yargıtay Ceza dairesinin 22.09.2003 tarihli ve 2003/1399 Esas, 2002/1491 Karar sayılı ilamıyla onanarak kesinleşmesine müteakip, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa göre yapılan uyarlama sonucunda adı geçen sanığın 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Ağır Ceza Mahkemesinin 25.09.2007 tarihli ve 1997/153 Esas, 2002/405 sayılı Ek Kararının infazı sırasında, söz konusu ilamın infazında ceza zamanaşımı yönünden tereddüt bulunduğundan bahisle bu hususta bir karar verilmesi talebi üzerine, ceza zamanaşımının dolmadığına ve infazın devamına ilişkin Ağır Ceza Mahkemesinin 07.01.2015 tarihli ve 2015/16 Değişik İş sayılı kararına yönelik itirazın reddine dair Ağır Ceza Mahkemesinin 28.01.2015 tarihli ve 2015/47 Değişik İş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, sanığın mahkum olduğu ilk ceza olan 12 yıl 6 ay ağır hapis cezasının 22.09.2003 tarihinde kesinleşmesi üzerine 20 yıllık ceza zamanaşımı süresinin bu tarihten itibaren işlemeye başladığı, sanığa cezanın infazı için tebligat çıkarılmadığı, 05.12.2003 tarihinde doğrudan yakalama emri düzenlendiği, ancak sanığın yakalanamadığı, daha sonra 5237 sayılı Kanununa göre yapılan uyarlama sonucunda 25.09.2007 tarihli karar ile cezanın 6 yıl 3 ay hapis olarak belirlendiği, bu kararın temyiz edilmeksizin 31.10.2007 tarihinde kesinleştiği, takip eden süreçte de sanığın yakalanarak cezasının infazının mümkün olmadığı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 21.01.2008 tarihli ve 2003/4149 sayılı müddetnamesine göre sanığın tutukluluk ve gözaltında geçirdiği 941 gün mahsup miktarının bulunduğu, bu sürenin 6 yıl 3 ay hapis cezasından düşülmesi durumunda sanığın infaz etmesi gereken bakiye cezasının 5 yılın altına düştüğü, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun ceza zamanaşımını düzenleyen 68/5. maddesinde yer alan "Ceza zamanaşımı, hükmün kesinleştiği veya infazın herhangi bir suretle kesintiye uğradığı günden itibaren başlar ve kalan ceza miktarı esas alınarak süre hesaplanır" şeklindeki düzenleme uyarınca ceza zamanaşımı süresinin kalan ceza miktarı esas alınarak hesaplanması gerektiği, somut olayda hükümlünün infaz etmesi gereken kalan cezası 5 yıldan az olduğundan 10 yıllık ceza zamanaşımına tabi olacağı ve hükümlü hakkında yakalama emrinin çıkarıldığı 05.12.2003 tarihinden itibaren herhangi bir kesilme nedeni de bulunmadığından, 10 yıllık ceza zamanaşımı süresinin 05.12.2003 tarihinde dolmuş olduğu cihetle, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumlu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 29.06.2015 gün ve 94660652-105-34-3776-2015-13308/42915 sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak dairemize gönderilmiştir.
KARAR:
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Ağır Ceza Mahkemesinin 28.01.2015 tarihli ve 2015/47 Değişik İş sayılı kararının CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.