16. Ceza Dairesi 2015/5455 E. , 2015/2912 K.
"İçtihat Metni"
Devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin hakimiyeti altına koymaya veya devletin istiklalini tenkise veya birliğini bozmaya veya devletin hakimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya matuf bir fiil işlemek suçundan sanık ..."ın 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 125. maddesi gereğince ömür boyu hapis cezasıyla cezalandırılmasına dair Ağır Ceza Mahkemesinin 27.03.2006 tarih, 2006/88 esas, 2006/46 sayılı uyarlama kararının kesinleşmesinden sonra sanık müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin aynı mahkemenin 23.07.2013 tarihli ve 2013/475 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın Ağır Ceza Mahkemesinin 19.09.2013 tarihli ve 2013/284 değişik iş sayılı kararıyla reddini kapsayan dosya incelenmekle;
Dosya kapsamına göre, sanık vekilinin 30.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanun ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa eklenen geçici 2. madde uyarınca aynı kanunun 311/1-f maddesine göre yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu, ancak mahkemece söz konusu geçici maddedeki şartlar oluşmadığından bahisle yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verildiği anlaşılmakla dosyanın incelenmesinde; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 21.02.2006 tarihli ve 62226/00 dilekçe sayılı kararında sanığın yargılanması sırasında İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin ihlâl edildiğinin tespit edildiği ve sanık müdafiinin yargılamanın yenilenmesi talebinin de bu karara dayandığı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 311/1-f maddesinde "Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması. Bu hâlde yargılamanın yenilenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir." şeklinde düzenleme yer aldığı, aynı maddenin 2. Fıkrasında ise "Birinci fıkranın (f) bendi hükümleri, 04.02.2003 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararları ile, 04.02.2003 tarihinden sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurular üzerine verilecek kararlar hakkında uygulanır." şeklinde düzenleme yer aldığı, bu düzenlemelere göre somut olay incelendiğinde, sanığın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru tarihi 05.06.2000 olup, maddede sözü edilen 04.02.2003 tarihi itibari ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı henüz verilip kesinleşmemiş olduğundan yargılamanın yenilenmesi şartlarının oluşmadığı, ancak daha sonra 30.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanun ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa eklenen geçici 2. maddede "İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle bir ceza hükmünün verildiğini tespit eden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararlarından, 15.06.2012 tarihi itibarıyla Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi önünde denetlenmekte bulunanlar bakımından bu kanunun 311 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uygulanmaz. Bu durumda olanlar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunabilirler." şeklinde düzenleme yapıldığı ve sanık bakımından yargılamanın yenilenmesini talep etme hakkı doğduğu, sanığın anılan geçici maddenin yürürlüğe girmesinden itibaren 3 ay içinde 07.06.2013 havale tarihli dilekçe ile yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğunun anlaşıldığı, her ne kadar Ağır Ceza Mahkemesinin 23.07.2013 tarihli ve 2013/475 değişik iş sayılı kararı ile sanık hakkındaki kararın geçici 2. maddede sözü edilen "15.06.2012 tarihi itibarıyla Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi önünde denetlenmekte bulunanlar" şeklindeki şartı taşımadığı gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verilmiş ve bu karara karşı yapılan itiraz Ağır Ceza Mahkemesinin 19.09.2013 tarih ve 2013/284 değişik iş sayılı kararıyla reddedilmiş ise de, sanık hakkındaki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından denetlenmekte olan kararlardan olup olmadığı araştırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yargılamanın yenilenmesi talebinin yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 29.06.2015 tarih ve 2014/13259/42866 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.07.2015 tarih ve 2015/245571 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Ağır Ceza Mahkemesinin 19.09.2013 tarih ve 2013/284 değişik iş sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.