Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/1250 Esas 2015/2794 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/1250
Karar No: 2015/2794
Karar Tarihi: 01.10.2015

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/1250 Esas 2015/2794 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2015/1250 E.  ,  2015/2794 K.

    "İçtihat Metni"

    TALEP:
    İftira suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 15.10.2012 tarihli ve 2012/34724 soruşturma, 2012/28016 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itirazın süre yönünden reddine dair Tarsus Ağır Ceza Mahkemesinin 30.12.2013 tarihli ve 2013/1468 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    7201 sayılı Tebligat Kanununun "Vekile ve kanuni mümessile tebligat" başlıklı 11. maddesindeki "Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır." şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 15.10.2012 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın, 14.11.2013 tarihinde müşteki vekili Avukat ..."e tebliğini müteakip 15 günlük itiraz süresi içerisinde 26.11.2013 havale tarihli dilekçe ile karara yapılan itirazın süresinde olduğu gözetilmeden, itirazın esastan incelenmesi yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, Yüksek Adalet Bakanlığının 04.02.2015 tarih ve 94660652-105-01-9730-2014-2967/8452 sayılı istemlerine dayanılarak anılan kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.02.2015 gün ve 2015/55449 sayılı tebliğnamesiyle bozma talep edilmiş olmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I) Olay:
    İftira suçundan, şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma sonucunda, Cumhuriyet Başsavcılığınca, şüphelinin müştekiye karşı isnat edilen suçları işlediğine dair delil elde edilemediğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, müşteki ... vekilinin karara itirazı üzerine, Ağır Ceza Mahkemesinin 30.12.2013 tarih, 2013/1468 değişik iş sayılı kararı ile itirazın süre yönünden reddine karar verildiği, kesin olan bu karara karşı kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
    II) Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı: Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın, süre yönünden reddine ilişkin mercii kararının hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    III ) Hukuksal Değerlendirme
    Kanun yararına bozma, kesinleşen hükümde verildiği zaman yürürlükte bulunan usul ve maddi hukuka ilişkin hukuka aykırılıkların giderilmesi ile sınırlı olduğundan, inceleme karar tarihindeki mevzuat hükümlerine göre yapılmıştır.
    Ceza Muhakemesi Kanununun 172. maddesinde, “(1) Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.” hükmüne yer verilmiş,
    Aynı Kanunun “Cumhuriyet savcısının kararına itiraz” başlıklı 173. maddesinde ise;
    “(1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesine itiraz edebilir.” ayrıca 7201 sayılı Tebligat Kanununun; vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması gerektiğine dair hükümleri düzenlenmiştir.
    Yukarıda bahsi geçen yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun "soruşturma" başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli merciin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
    Cumhuriyet Başsavcılığının kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının, 14.11.2013 tarihinde müşteki ... vekiline tebliğ edildiği, müşteki vekilinin ise, 26.11.2013 tarihli dilekçesiyle, Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla karara süresinde itiraz ettiği görülmektedir. Bu durumda tebliğ tarihi üzerinden CMK"nın 173/1. maddesinde öngörülen yasal 15 günlük süre geçmediği için, itirazın esastan incelenmesi gerekirken, yasal süresinden sonra yapıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmesinde,
    İsabet görülmediğinden anılan kararın Kanun yararına bozulmasına karar verilmesi uygun görülmüştür.
    IV ) Sonuç ve karar :
    Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi yerinde görüldüğünden, Ağır Ceza Mahkemesinin 30.12.2013 tarihli ve 2013/1468 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara