Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/1246 Esas 2021/4009 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1246
Karar No: 2021/4009
Karar Tarihi: 14.06.2021

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/1246 Esas 2021/4009 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2019/1246 E.  ,  2021/4009 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 02.05.2014 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.04.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir.
    Davacılar vekili; 791 parsel sayılı taşınmazda, davacı ..."ın maliki olduğu 3 No"lu bağımsız bölümle, diğer davacı ..."in maliki olduğu 1 No"lu bağımsız bölüm üzerinde davalı lehine tesis olunan ve borçlusu dava dışı ...ve Gıda Ür. Pazarlama İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. olan 125.000,00TL ve 75.000,00TL tutarlı ipoteklerin bulunduğunu, ancak ipotek borçlusunun ipotek kapsamında davalıya borcunun kalmamasına rağmen ipoteklerin fek edilmediğini, bu hususta noterden çekilen ihtarlardan ise sonuç alınamadığından bahisle, davacılara ait taşınmazlar üzerindeki dava konusu ipoteklerin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, ipotek borçlusu dava dışı ...ve Gıda Ür. Pazarlama İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti."nin ipotek kapsamında borcunun bulunduğunu, borç kaynağının ise Petrol Bayilik Sözleşmesi olduğunu, dolayısıyla ipotek borçlusunun borcunun kalmadığı iddiasının doğru olmadığından bahisle, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
    İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir.
    Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir.
    Somut olayda; incelenen ve ipotek akdinin çerçevesini tayin eden 29.09.2005 tarihli resmi akit tabloları içeriğinden ipoteklerin, ileride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edildiği görülmektedir. Bu haliyle ipotek, azami meblağ (üst sınır ipoteği) ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 851 ve 881. maddelerinde ifadesini bulan azami meblağ (üst sınır) ipoteğinde alacağın ulaşacağı miktar önceden belirsiz olduğundan taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosunda gösterilen limitle sınırlanabilir. Türk Medeni Kanununun 875. maddesinde belirtilen ve ipotekle teminat altına alınan ana borç, gecikme faizi, icra takip giderleri ve taraflarca kararlaştırılan eklentilerden oluşan borcun toplam miktarının bu limiti aşması olanaklı değildir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 1989/11-294 Esas – 1989/378 Karar ve 24.05.1989 tarihli Kararında da yukarıdaki kural benimsenmiştir. Bu kural uyarınca üst sınır ipoteğinde alacak bakımından bir üst sınır tespit edilerek teminatın kapsamı saptanmaktadır. Bu şekilde rehin edilen alacağın tutarı değil, ipotekli gayrimenkulün sorumlu olduğu üst miktar belirlenmektedir. O halde teminat, alacağı ve alacaklı icra takibi yapmışsa takip giderleri ile temerrüt faizlerini, üst sınıra kadar sınırlamaya tabi olmaksızın sağlamaktadır. Bu bakımdan üst sınır ipoteği kurulurken akit tablosuna üst sınır belirlenmesi yapıldıktan sonra “bu meblağa ilaveten” denilmek suretiyle ilave yapma olanağı bulunmamaktadır. Yapılsa da geçerli sayılmaz. Kısaca, ipoteğin üst sınır ipoteği olması durumunda borçlu sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Diğer taraftan taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur.
    Bütün bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece yapılması gereken iş; ipotek, azami meblağ (üst sınır) ipoteğine ilişkin bulunduğundan, taraflardan alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapıp yapmadığını sorup saptamak, icra takibi varsa bu dosyayı getirtmek, resmi akit tablosundaki sözleşme hükmü gözetilmek suretiyle taraflardan delillerini isteyip toplayarak alacaklının ipotekle teminat altına alınan anapara alacağını bulmak, tek taraflı ticari defter ve belge kayıtları ile yetinmeden ipotek lehdarı olan davalının ticari ilişki içinde olduğu dava dışı ...ve Gıda Ür. Pazarlama İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.’den alacağı olup olmadığı hususunda araştırma yapmak ve sonucuna göre karar vermek olmalıdır.
    Değinilen yönler gözetilmeden, mahkemece aldırılan 16.02.2017 tarihli bilirkişi raporuna göre davalının ticari defterlerinde yer alan alacakların usulüne uygun ispatı için gerekli araştırma yapılmadan, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.












    Hemen Ara