Esas No: 2020/3738
Karar No: 2021/4868
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2020/3738 Esas 2021/4868 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine; ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, davacıların istinaf isteminin HMK"nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları ..."ın ... parsel sayılı taşınmazı davalı oğlu ..."a, ... parsel sayılı taşınmazını gelini olan davalı ..."a ölünceye kadar bakmak akdi ile temlik ettiğini, davalıların yaşlı olan mirasbırakanın iradesini etkileyerek taşınmazların devrini sağladıklarını, temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, mümkün olmaması halinde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, mirasbırakanın bakımı ile kendilerinin ilgilendiğini, iddiaların doğru olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlar, aşamada davalı ..."in ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmişlerdir.
Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine; ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, davacıların istinaf isteminin HMK"nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, 6100 sayılı HMK."nın 362. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de miktar veya değeri kırk bin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2020 yılı itibarıyla HMK."nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00 TL’lik kesinlik sınırı 72.070,00 TL olarak uygulanmaya başlanmıştır.
Diğer taraftan, pay oranında açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil davalarında davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.
Somut olayda, davalı ..."e temlik edilen dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın dava tarihi itibariyle keşfen saptanan 197.700,00 TL değeri üzerinden davacıların 1/4"er miras payına karşılık gelen değer 49.425,13 TL olup, anılan değerin 2020 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 72.070,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır.
Yukarıda açıklanan nedenden ötürü temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşılan davalı ..."e yönelik dava bakımından davacıların temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE,
Davacıların, davalı ..."e yönelik davaya ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ..."ın 05.02.2016 tarihinde öldüğü, geride davacı çocukları ... ve ... ile dava dışı kızı ... ve davalı oğlu ..."in mirasçı olarak kaldığı, davalı ..."in davalı ..."in eşi olduğu, mirasbırakanın ... parsel sayılı taşınmazını 02.11.1995 tarihinde davalı oğlu ..."e, ... parseldeki 21/25 payının tamamını 04.11.2009 tarihinde davalı gelini ..."e ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiği, 17.12.2018 tarihli Adli Tıp Kurumu raporuna göre mirasbırakanın her iki temlik tarihinde de fiil ehliyetini haiz olduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 611. maddesine göre, ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanunu"nun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).
Diğer yandan; bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 01.04.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde mirasbırakanın yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
Somut olaya gelince; dosya kapsamına göre mirasbırakan ..."nin en değerli ve neredeyse terekesinin tamamına yakınını oluşturan dava konusu ... parsel sayılı taşınmazını oğlu ..."in eşi davalı ..."e ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiği, tanık beyanlarına göre mirasbırakanın davalı oğlu ... ve gelini ... ile birlikte dönem dönem birlikte yaşadığı anlaşılmakta olup; mirasbırakan, 02.11.1995 tarihinde davalı ..."e ... parsel sayılı taşınmazını ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ederek bakım amacı yönünden kendisini güvence altına almış olmasına ve bakım borçlusu davalı ... ile eşi olan davalı ... birlikte yaşamalarına rağmen; 04.11.2009 tarihinde ikinci bir ölünceye kadar bakım sözleşmesi yapmasında haklı ve makul bir nedenin bulunmadığı, anılan olgular ile yukarıda açıklanan ilkeler birlikte değerlendirildiğinde; mirasbırakanın, ... parsel sayılı taşınmazını devretmekteki asıl irade ve amacının mirasçılarından mal kaçırmak olduğu sonucuna varılmaktadır.
Hal böyle olunca, davanın ... parsel sayılı taşınmaz yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nin 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ... Asliye Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29/09/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.