Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/1073 Esas 2015/1795 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/1073
Karar No: 2015/1795
Karar Tarihi: 15.06.2015

Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/1073 Esas 2015/1795 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan mahkum olan hükümlünün avukatının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurusu sonucunda, görülen bir ihlal nedeniyle yeniden yargılamaya karar vermiştir. Yeniden yapılan yargılama sonucunda, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi gerektiği, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi, hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin ayrıca ve açıkça gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme kararında, 6459 sayılı İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK'ya eklenen Geçici 2. madde hükümlerinin de değerlendirilmesi yapılmıştır. Kararda, Mahkemenin Anayasa, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun ilgili maddelerine muhalefet ettiği ve dosyada bulunması gereken belgelerin eksiksiz olarak konulmadığından yeniden yargılama talebinin reddedilmesi hatalı bir karar olduğu belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak, 765 sayılı TCK'nın 125, 59/1, 31, 33. maddeleri, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 311/1-f maddesi, 6459 sayılı İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 21. maddesi ve Geçici 2. maddesi gösterilmiştir.
16. Ceza Dairesi         2015/1073 E.  ,  2015/1795 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma
    Hüküm : Yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine,
    CMK’nın 323/1. maddesi uyarınca İstanbul 3 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 20.10.1999 tarih ve 1993/161 esas, 1999/376 karar sayılı hükmün onaylanmasına

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Hükümlü hakkında, Numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesinin 20.10.1999 gün ve 1993/161 esas, 1999/376 sayılı kararı ile hükümlünün "silahlı terör örgütü içinde yer alıp devlet topraklarının bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya matuf eylemler olarak nitelendirilen gaspa kalkışma ve gasp suçlarını işlediği" kabul edilerek 765 sayılı TCK"nın 125, 59/1, 31, 33. maddeleri uyarınca verilen müebbet ağır hapis cezası, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 28.11.2000 gün 2000/2331-3020 sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir.
    Hükümlü müdafii 4 Haziran 2001 tarihinde İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin 6. maddesinin ihlal edildiği iddiasıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurmuş (Başvuru no: 8126/02) ve Mahkemenin İkinci Dairesi 21 Temmuz 2009 tarihinde, Sözleşmenin 6. maddesinin ihlal edildiğini kararlaştırmıştır.
    Hükümlü müdafiinin 5271 sayılı CMK"nın 311/1-f maddesi kapsamındaki 30.10.2009 tarihli yargılanmanın yenilenmesi talebi Ağır Ceza Mahkemesinin 11.05.2010 tarihli kararı ile koşulları bulunmadığından ve kabule değer görülmediğinden reddedilmiş, bu red kararları kesinleşmiştir.
    30.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK"ya eklenen Geçici 2. madde ile; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararlarından 15.06.2012 tarihi itibariyle Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi önünde denetlenmekte bulunanlar bakımından bu Kanunun 311"inci maddesinin ikinci fıkrası hükmünün uygulanmayacağı ve bu durumda olanların, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunabileceği hükmü getirilmiştir.
    Ayrıca; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararında, Sözleşmenin 6/1. maddesi uyarınca mahkemenin oluşumu bakımından da ihlal sebebi olarak görülen Devlet Güvenlik Mahkemeleri, 30.06.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5190 sayılı Kanun ile kaldırılmıştır.
    Hükümlü müdafii, 6459 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra ve öngörülen yasal süre içerisinde CMK"nın 311/1-f maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur. Talep, Mahkemece 19.07.2013 tarihinde kabule değer görülmüş ve duruşma açılmak suretiyle yargılama yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
    Hükmün, hükümlü müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü:
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141/3, Ceza Muhakemesi Kanununun 34. ve 230. maddeleri uyarınca, mahkeme kararlarının gerekçeli olması ve hükmün gerekçesinde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin yazılması, kanıtların tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen kanıtlar ile mahkemece ulaşılan kanaatin, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiilinin belirtilmesi, bu fiilin nitelendirilmesinin yapılması yasal zorunluluk olup ayrıca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesi kapsamında adil yargılanma hakkının da bir parçasıdır.
    Bu açıklamalar ışığı altında;
    Yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararında gösterilen ve sözleşmenin 6. maddesi kapsamında kalan ihlal nedenleri de nazara alınarak, yeniden yapılan yargılama sonucunda, toplanan delillerin karar yerinde tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi, bu kapsamda varsa hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin ayrıca ve açıkça gösterilmesi, bu delillere göre Mahkemece ulaşılan kanaatin ortaya konulması, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesi de yapılması gerektiği gözetilmeden, Anayasanın 141/3, CMK"nın 34. ve 230. maddelerine muhalefetle, ayrıca dosyada bulunması gereken Numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesinin 1993/161 esas sayılı dosyasının duruşma tutanakları, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 28.11.2000 gün 2000/2331-3020 sayılı ilamı ve diğer tüm belgeler eksiksiz olarak dosyaya konulmadan, yazılı şekilde yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verilmesi,
    Kanuna aykırı, hükümlü müdafiinin temyiz dilekçeleri ile duruşmalı inceleme sırasında ileri sürdüğü temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün diğer yönleri incelenmeksizin öncelikle bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 15.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
    TEFHİM ŞERHİ:
    15.06.2015 tarihinde verilen iş bu karar, Yargıtay Cumhuriyet savcısı Serkan Akkum"un huzurunda, duruşmada hükümlü ..."in savunmasını yapmış bulunan Av. ..."in yüzüne karşı, 17.06.2015 tarihinde usulen ve açık olarak tefhim olundu.


    Hemen Ara