MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

12.02.2011 tarihinde park halinde bulunan araca görevlilerce ceza uygulaması yapılmak istendiği esnada sanığın seri numaraları aynı olan iki adet trafik tescil belgesi ibraz ettiği, yapılan soruşturma sonucu kriminal raporda orijinal tescil belgesindeki 1.ve 2. muayaneye dair tarihlerin tahrif edildiği, aynı seri numarası taşıyan tescil belgesinin ise tümden sahte olduğundan bahisle açılan kamu davasının yargılaması sırasında, Başsavcılığının .....soruşturma numaralı dosyası ile yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında ..."nın işyerinde yapılan 11.05.2009 tarihli aramada sanığa ait araç için düzenlenmiş ..... seri numaralı motorlu araç tescil belgesinin ele geçirildiği, belge üzerinde yapılan kriminal incelemede belgelerde bakanlığın soğuk mühür izine rastlanılmamış olmasına rağmen hologramların başka belgelerden sökülerek tahrifen yapıştırıldığı ve araç trafik belgesindeki bandrolün sahte olduğu iddiası ile açılan kamu davasının 11.07.2011 tarihinde iş bu dava ile birleştirilmesine karar verildiği, gerekçeli kararda birleşen davaya konu sahte belgeler yönünden bir değerlendirme yapılmamış olduğunun anlaşılması karşısında; öncelikle belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu cihetle adli emanetin ..... sırasında kayıtlı belgelerin duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özellikleri tutanağa geçirilerek, yasal unsurları taşıyıp taşımadığı ve iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığı değerlendirildikten sonra ,5237 sayılı TCK"nun 43/1. maddesinde, "değişik zamanlarda" denildiği ve aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığından, farklı tarihlerde düzenlendiğine ilişkin delil bulunmayan suça konu trafik tescil belgeleri ile araç trafik belgelerinin 12.02.2011 tarihinde polise ibraz edilmesinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanma şartlarının oluşmadığı ancak suçun işleniş biçimi ve kastın yoğunluğunun TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken değerlendirilebileceği; 11.05.2009 tarihinde ele geçirilen belgelerle ilgili açılan dava yönünden ise iddianame tarihi itibari ile hukuki kesintinin gerçekleşip gerçekleşmediği ve eylemin yenilenen kast ile işlenip işlenmediği araştırılıp sonucuna göre eylemlerin ayrı ayrı resmi belgede sahtecilik suçlarını mı yoksa 43. madde kapsamında zincirleme şekilde işlenmiş sahtecilik suçunu mu oluşturduğu belirlenmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması yasaya aykırı;
Kabule göre de ;
1-Sahtecilik suçlarının mağduru, suçun maddi unsurunun hedef aldığı kişi olup, suça konu araç ruhsatlarındaki muayene kısmının gerçeğe aykırı oluşturulması nedeniyle yüklenen “resmi belgede sahtecilik” suçundan .....A.Ş. doğrudan zarar görmediği ve kamu davasına katılma hakkı bulunmadığı ve katılma kararının hukuken geçersiz olduğu gözetilmeksizin ; şikayetçi lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
2-Sanığın 12.02.2011 ile 13.02.2011 tarihleri arasında geçirdiği gözaltı süresinin TCK 63. maddesi gereğince cezasından mahsubuna dair karar verilmemiş olması yasaya aykırı;
3- T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,
Bozmayı gerektirmiş olup sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sonuç ceza itibariyle kazanılmış hakkının saklı tutulmasına; 24.10.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.