16. Ceza Dairesi 2015/815 E. , 2015/643 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : İftira
Hüküm : TCK"nın 267/1, 62, 53, 58. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulu"nun 22.03.2005 tarih ve 2005/4-17 Esas 2005/33 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere failin sonradan isnadından rücu etmesi, iftira suçunun oluştuğunun kabulü bakımından tek başına yeterli bir kıstas değildir. Zira, iftira suçunun faili, ihbarın asılsızlığının anlaşılması veya pişmanlık duyması gibi nedenlerle isnadından rücu edebileceği gibi, konu olayda savunulduğu örneğe uygun biçimde isnada maruz kalanın veya yakınlarının kişiyi mahkûmiyetten kurtarmayı hedefleyen baskı ve istekleri sonucu veya temin ya da vaat ettikleri çıkar karşılığında yahut çok başka nedenlerle de isnadından dönmüş olabilir. Bütün bu hallerde belirleyici olan husus, iftira suçu failinin, suçsuz olduğunu bildiği bir kimseye ihbar veya şikayet suretiyle suç isnat edip etmediğidir. O halde, iftira suçunun belirlenebilmesi bakımından, öncelikle bu husus saptanmalıdır. Bunun tespiti ise, ihbarın öncesi ve sonrasına ilişkin kanıtların sonuca varmaya elverişli olacak nitelik ve yeterlilikte toplanmasını zorunlu kılar.
Somut olayı bu açıklamalar ışığında değerlendirdiğimizde;
Sanığın 23.12.2011 tarihindeki kolluk ifadesinde mağdurun kendisini tehdit ettiğinden bahisle şikayetçi olduğu, mağdur hakkında tehdit suçundan yapılan soruşturma sırasında ifadesine başvurulan ... ve ..."ın da bu beyanı doğrulamasına rağmen yargılama esnasında beyanlarına buşvurulmaması, mağdurun olay tarihinde sanığın bakkal dükkanına giderek oğlunun tutuklanması konusunda konuştuğunu kabul etmesi, sanığın talimatla 08.05.2013 tarihinde alınan savunmasında; tehdit olayının doğru olduğunu ancak mağdura acıdığı için şikayetinden vazgeçtiğini, mağduru tehdit etmediğini beyan etmesi ve suçsuz olduğunu belirtmesi karşısında; eyleminin Anayasanın 36. ve 74. maddelerinde düzenlenen ihbar ve şikayet hakkı kapsamında kaldığı gözetilerek yüklenen suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 08.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.