İftira - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/815 Esas 2015/643 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/815
Karar No: 2015/643
Karar Tarihi: 08.04.2015

İftira - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/815 Esas 2015/643 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, mağdur hakkında tehdit suçundan şikayetçi oldu. Ancak mağdurun ifadesi doğrulandıktan sonra yapılan yargılamada, sanığın ifadesiyle kanıtlanan tehdit suçu nedeniyle suçlu bulundu ve TCK’nın 267/1, 62, 53, 58. maddeleri uyarınca mahkum edildi. İftira suçunun oluşabilmesi için bir kişiye hukuka aykırı eylem isnat etme gerekliliği vardır. İftira suçu, ihbarın asılsızlığının anlaşılması veya pişmanlık gibi nedenlerle failin isnadından rücu etmesi tek başına suçun oluştuğunun kabulü için yeterli değildir. Kanıtların sonuca varmaya elverişli olacak nitelik ve yeterlilikte toplanmalarını gerektirir. Anayasanın 36. ve 74. maddelerinde düzenlenen ihbar ve şikayet hakkına uygun olarak yapılan suçlamaları kabul edilebilir. TCK'nin 267/1, 62, 53, 58. maddeleri iftira suçunun ne olduğu konusunda kanun hükümlerini içermektedir.
16. Ceza Dairesi         2015/815 E.  ,  2015/643 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : İftira
    Hüküm : TCK"nın 267/1, 62, 53, 58. maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi gerekmektedir.
    Ceza Genel Kurulu"nun 22.03.2005 tarih ve 2005/4-17 Esas 2005/33 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere failin sonradan isnadından rücu etmesi, iftira suçunun oluştuğunun kabulü bakımından tek başına yeterli bir kıstas değildir. Zira, iftira suçunun faili, ihbarın asılsızlığının anlaşılması veya pişmanlık duyması gibi nedenlerle isnadından rücu edebileceği gibi, konu olayda savunulduğu örneğe uygun biçimde isnada maruz kalanın veya yakınlarının kişiyi mahkûmiyetten kurtarmayı hedefleyen baskı ve istekleri sonucu veya temin ya da vaat ettikleri çıkar karşılığında yahut çok başka nedenlerle de isnadından dönmüş olabilir. Bütün bu hallerde belirleyici olan husus, iftira suçu failinin, suçsuz olduğunu bildiği bir kimseye ihbar veya şikayet suretiyle suç isnat edip etmediğidir. O halde, iftira suçunun belirlenebilmesi bakımından, öncelikle bu husus saptanmalıdır. Bunun tespiti ise, ihbarın öncesi ve sonrasına ilişkin kanıtların sonuca varmaya elverişli olacak nitelik ve yeterlilikte toplanmasını zorunlu kılar.
    Somut olayı bu açıklamalar ışığında değerlendirdiğimizde;
    Sanığın 23.12.2011 tarihindeki kolluk ifadesinde mağdurun kendisini tehdit ettiğinden bahisle şikayetçi olduğu, mağdur hakkında tehdit suçundan yapılan soruşturma sırasında ifadesine başvurulan ... ve ..."ın da bu beyanı doğrulamasına rağmen yargılama esnasında beyanlarına buşvurulmaması, mağdurun olay tarihinde sanığın bakkal dükkanına giderek oğlunun tutuklanması konusunda konuştuğunu kabul etmesi, sanığın talimatla 08.05.2013 tarihinde alınan savunmasında; tehdit olayının doğru olduğunu ancak mağdura acıdığı için şikayetinden vazgeçtiğini, mağduru tehdit etmediğini beyan etmesi ve suçsuz olduğunu belirtmesi karşısında; eyleminin Anayasanın 36. ve 74. maddelerinde düzenlenen ihbar ve şikayet hakkı kapsamında kaldığı gözetilerek yüklenen suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
    Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 08.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara