Silahlı terör örgütünün propagandasını yapma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/138 Esas 2015/465 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/138
Karar No: 2015/465
Karar Tarihi: 31.03.2015

Silahlı terör örgütünün propagandasını yapma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/138 Esas 2015/465 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, sanık hakkında silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan mahkumiyet kararı vermiştir. Ancak, 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında düşünce ve kanaat açıklama yöntemiyle işlendiği ve bu nedenle sanık hakkında açılan davaya ilişkin olarak kovuşturmanın ertelenmesi gerektiği dikkate alınmamıştır. Hüküm bu sebeplerden dolayı bozulmuştur.
Kanun maddeleri:
- 3713 sayılı Kanunun 7/2
- TCK'nın 62/1
- TCK'nın 50/1-a
- 6352 sayılı Kanunun geçici 1. madde
16. Ceza Dairesi         2015/138 E.  ,  2015/465 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250 ile Yetkili)
    Suç : Silahlı terör örgütünün propagandasını yapma
    Hüküm : 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK"nın 62/1, 50/1-a maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Kanun koyucunun "sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri" ifadesiyle 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin uygulanma kapsamı bakımından; düşünce ve kanaatin içeriğinden çok açıklama yöntemini dikkate aldığı, cezanın tür ve miktarı itibariyle bir sınırlama yanında suçların tek tek sayılması yerine, düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri bağlamında işlenebilecek suçların işlenme biçimleri itibariyle bir düzenleme yapmayı amaçladığı anlaşılmaktadır.
    Kanun koyucunun yukarıdaki amacı gerçekleştirmeye çalışırken daha genel ve imkanlara işaret eden ifade biçimleri yerine "yöntem" ifadesini tercih etmesi üzerinde durulmalıdır.
    Bir amaca ulaşmak için izlenen yol, usul ve metot gibi anlamlara gelen "yöntem" ifadesi, Kanunun geçici 1. maddesi çerçevesinde ele alındığında, korunmak istenenin; her türlü düşünce ve kanaat açıklama biçimi olmadığı, aksine; bir eylemin bu kapsamda kalabilmesi için meşru olan ve düşünce ve kanaat açıklaması bağlamında mutad olan bir yöntemle işlenmiş olması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Buradan hareketle, eylemin işleniş yönteminin bizzat ayrı bir suç
    oluşturduğu veya düşünce ve kanaati açıklamak bakımından mutad kabul edilemeyecek olması halinde geçici 1. madde hükmü uygulanamayacaktır.
    6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinde ifadesini bulan ve başkaca yazım biçimleri arasında tercih edilen "düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri" ibaresi bu ilkeler ve Kanunun genel gerekçesi çerçevesinde değerlendirilmiş, örgütlenme özgürlüğü bağlamında ele alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma özgürlüğünün kollektif niteliği, ifade özgürlüğü ile yakın ilişkisi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince değerlendirilmiş biçimi (29.06.2006 tarihli Öllinger-Avusturya, 26.07.2007 tarihli Barankevich-Rusya kararları gibi) nazara alınmıştır. Buna göre, sanığın 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesine uygun olduğu kabul edilen eyleminin mutad ve meşru bir "düşünce ve kanaat açıklama yöntemi" olduğu kabul edildiğinden, sanığa yüklenen suçun tarihi ve işlenme yöntemi ile temel şekli itibariyle gerektirdiği cezanın süresine göre, hükümden önce 05.07.2012 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında düşünce ve kanaat açıklama yöntemiyle işlendiği ve bu nedenle sanık hakkında açılan davaya ilişkin olarak kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kabul ve uygulamaya göre de;
    1- Hükmolunan adli para cezasının taksitlendirilmesine karar verilirken uygulanan kanun maddesinin hükümde gösterilmemesi,
    2- Sanık hakkında tayin edilen hapis cezasının adli para cezasına dönüştürülmesi sırasında uygulanan kanun maddelerinin ""TCK 50/1-a ve 52/2"" maddeleri yerine sadece "" TCK 50/1-a "" olarak gösterilmesi,
    Kanuna aykırı olup sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 31.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara