Esas No: 2015/392
Karar No: 2015/226
Karar Tarihi: 19.03.2015
Görevi yaptırmamak için direnme - başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/392 Esas 2015/226 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Görevi yaptırmamak için direnme, başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma
Hüküm : 1- TCK"nın 265/1, 62, 50/1-a, 52. maddeleri uyarınca mahkumiyet
2- TCK"nın 268 delaletiyle 267/1,62, 50/1-a, 52 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin "23.10.2011" yerine "23.10.2010" olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilmiştir.
1- Sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Sanık hakkında iftira suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede;
İftira suçunun özel bir halini düzenleyen TCK"nın 268. maddesinde öngörülen "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" suçunun oluşabilmesi için kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla gerçekte var olan başka bir kişiye ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanması gerektiği, suç soruşturmasına esas eyleminin kendisi yönünden sonuçsuz kalmasını sağlamak için gerçekte var olmayan ya da hayatta
olmayan bir şahsın kimliğini veya kimlik bilgilerini kullanma eyleminin maddede yazılı suçu oluşturmayacağı, bu eylemin yetkisi bulunan görevlilerce resmi bir belgenin düzenlenmesi sırasında gerçekleştirilmesi halinde TCK"nın 206. maddesine uyan suçu oluşturacağı,
Somut olayda, trafik kazasına karışan ve görevlilere direnen sanığın etkisiz hale getirilip hastaneye götürüldüğü sırada görevlilere ismini ""..."" olduğunu söylediği, bu isimle hastaneye giriş yapıldığı, sanığın kimliği hususunda şüpheye kapılan görevlilerin, sanığın yakalandığının eşine haber verilmesi sırasında gerçek kimliğinin tespit edildiği, daha sonra yerinde yapılan araştırmadan emniyet birimlerince kullanılan sistem üzerinde yapılan araştırmadan ""..."" adında bir şahsın kayıtlı olmadığının belirlendiği anlaşılmakla, sanığın eyleminin TCK"nın 206. maddesinde tanımlanan resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 19.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.