Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/231 Esas 2015/62 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/231
Karar No: 2015/62
Karar Tarihi: 10.03.2015

Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/231 Esas 2015/62 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, sanığın başkasına ait kimlik bilgilerini kullanarak adli rapor aldığı suçlamasıyla yargılandığı bir davada hüküm kurmuştur. Ancak, suçun niteliği yanlış belirtilmiş ve ceza indirimi ile ilgili maddeler eksik kullanılmıştır. Bu nedenle, karar bozulmuştur. Suçun niteliği TCK'nın \"Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan\" suçu olduğuna karar verilmiştir. Kanun maddeleri TCK 268/1, 267/1, 62 ve 53 olarak belirtilmiştir.
16. Ceza Dairesi         2015/231 E.  ,  2015/62 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
    Hüküm : TCK"nın 268/1. maddesi delaleti ile 267/1, 62, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Gerekçeli karar başlığında suç adının “Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma” yerine “Sahte özel belgeyi bilerek kullanma” olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilmiştir.
    1- TCK"nın 268. maddesinde tanımlanan suçun oluşması için, failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmasının gerektiği, somut olayda; olay günü gerçekleşen yaralamalı trafik kazasının mağduru olan ve adli raporunun alınması için kollukça adli tıp şube müdürlüğüne götürülen sanığın, hakkında kovuşturması devam eden dava nedeniyle savunmasının alınması amacıyla çıkarılan yakalama kararının infazını engellemek amacıyla kuzeni ..."ın kimlik bilgilerini vererek bu kişi adına adli raporun tanzimine yol açmaktan ibaret eyleminin TCK’nın 206. maddesinde tanımlanan “Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” suçunu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2- Kabule göre de;
    a) Hükmün gerekçe bölümünde “... İncelenen adli sicil kaydına göre mahkememize olumlu kanaat geldiğinden ve diğer şartları da oluştuğundan cezanın ertelenmesine karar verilmiştir.” denildiği halde hüküm fıkrasının beşinci bendinde
    “Sanığın incelenen adli sicil kaydına göre cezanın ertelenmesi halinde ileride bir daha suç işlemekten çekineceğine dair mahkememize olumlu kanaat gelmediği...” gerekçesiyle sanık hakkındaki cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilmek suretiyle gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılması,
    b) Sanık hakkında tayin olunan cezadan etkin pişmanlık nedeniyle indirim yapılırken uygulama maddesinin ilgili fıkrasının karar yerinde gösterilmemesi,
    Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 10.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara