Başkasının kimlik ve kimlik bilgilerini kullanmak - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/2221 Esas 2016/7650 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/2221
Karar No: 2016/7650
Karar Tarihi: 28.12.2016

Başkasının kimlik ve kimlik bilgilerini kullanmak - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/2221 Esas 2016/7650 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği bir kararda, sanığın başkasının kimlik ve kimlik bilgilerini kullanmak suçundan mahkum olduğu ve TCK'nın 267/1, 267/2, 62/1, 53/1, 58 ve 63. maddeleri uyarınca ceza aldığı belirtiliyor. Ancak, sanığın cezasında artırım yapılmasına dair koşulların oluşmadığı ve bazı kanun maddelerinin doğru uygulanmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. İlgili kanun maddeleri şöyle açıklanmıştır:
- TCK'nın 267/2. maddesi, \"isnadın maddi eser ve delillerini uydurarak işlenmesi\" şeklinde gerçekleştirilmesi, nitelikli hal olarak düzenlenmiştir.
- TCK'nın 53. maddesi, \"velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun\" sadece sanığın kendi alt soyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, alt soyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmelidir.
16. Ceza Dairesi         2016/2221 E.  ,  2016/7650 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Başkasının kimlik ve kimlik bilgilerini kullanmak
    Hüküm : TCK"nın 268. maddesi yollamasıyla 267/1, 267/2, 62/1, 53/1, 58 ve 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1-5237 sayılı Kanun 267/2. maddesinde “isnadın maddi eser ve delillerini uydurarak işlenmesi” şeklinde gerçekleştirilmesi, nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. Kişi burada iftira suçunun basit halinde olduğu gibi soyut olarak bir isnatta bulunmamakta, maddi eser ve delil uydurarak isnadını somutlaştırmaktadır. Ancak bu somutlaştırmanın iftira suçunu oluşturabilmesi için belirli veya belirlenebilir bir kimseye yönelmiş olmalıdır. Ayrıca burada da amaç; masum kişi hakkında idari bir yaptırım uygulanmasını ya da soruşturma veya kovuşturma başlatılmasını sağlama olmalıdır.
    Kolluk kuvvetlerince yakalanan sanığın üzerinde kimliğine ilişkin belge olmadığı ve kendi fotoğrafı olan sahte yeşil kartı ibraz ettiğinin anlaşıldığı olayda koşulları oluşmadığı halde TCK"nın 267/2. maddesi uyarınca sanığın cezasında artırım yapılması,
    2-Kabule ve uygulamaya göre de;
    a-Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararı ile TCK"nın 53. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,
    b- 5237 sayılı TCK’nın 53/3. maddesi gereğince 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi alt soyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, alt soyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    c-Adli sicil kaydında bulunan ve en ağır cezayı içeren mahkumiyet kararının tekerrüre esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 28.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara