Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/4780 Esas 2016/7606 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/4780
Karar No: 2016/7606
Karar Tarihi: 08.12.2016

Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/4780 Esas 2016/7606 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, bir kişinin başkalarının kimliklerini kullanması suçundan mahkum edildiği belirtiliyor. CMK'nın 311. maddesinde belirtilen koşulların yerine gelmediği için hükümlünün yeniden yargılanma hakkı bulunmadığı, ancak 309. madde uyarınca kanun yararına bozma yoluna gidilebileceği ifade ediliyor. Temyiz konusu olan kararın Yargıtay incelemesi sonucu kesinleştiği için bu kanun yolunun da mümkün olmadığı belirtiliyor. Ancak, tekerrüre esas alınan ilamın hangisi olduğunun infaz aşamasında mahkeme kararı ile belirlenebileceği, hükümlü hakkında onanmış ilam itibariyle tekerrüre esas süre yönünden kazanılmış hakkının saklı kalacağı ifade ediliyor. Sonuç olarak, dava yeniden görülerek yapılan incelemeler sonucunda kararın bozulduğu belirtiliyor. Kararda, TCK'nın 267/1, 53 ve 58. maddelerine atıfta bulunuluyor, ayrıca 1412 sayılı CMUK'nın 326/son ve 5275 sayılı Kanunun 98. ve 108/2. maddeleri detaylı bir şekilde açıklanıyor.
16. Ceza Dairesi         2016/4780 E.  ,  2016/7606 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma
    Hüküm : TCK"nın 268. maddesi yollamasıyla 267/1, 53, 58. maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir davanın, hangi hallerde hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülebileceği CMK"nın 311. maddesinde tahdidi olarak sayılmış olup, somut olayda bu hallerin bulunmadığı, bahse konu hukuka aykırılığın CMK"nın 309. maddesinde öngörülen kanun yararına bozma yoluna gidilmek suretiyle düzeltilebilmesi mümkün olmakla birlikte, temyize konu karar ile ortadan kaldırılmasına karar verilen hükmün Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiş olması nedeniyle anılan kanun yoluna gidilmesinin de mümkün olmadığı sabit ise de, ayrıntıları Dairemizce de benimsenen 18.06.2013 tarih ve 1441-303 sayılı Ceza Genel Kurul Kararında açıklandığı üzere; tekerrüre esas alınan ilamın sadece koşullu salıverilme süresi eklenecek miktarı etkilediği ve tekerrüre esas alınan ilam karar yerinde gösterilmese dahi 5275 sayılı Kanunun 108/2. maddesinde düzenlenen bu hususun infaz aşamasında gözetilebileceği nazara alındığında, adli sicil kaydında tekerrüre esas birden fazla sabıkası bulunan sanık hakkında onanmış ilam itibariyle 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca tekerrüre esas süre yönünden kazanılmış hakkı saklı kalmak koşuluyla hangi ilamının tekerrüre esas alınacağının, infaz aşamasında 5275 sayılı Kanunun 98. maddesi gereğince mahkemesinden alınacak bir karar ile tespitinin mümkün olduğu gözetilmeksizin, yargılamanın yenilenmesi yoluyla davanın tekrar görülerek yazılı şekilde karar verilmesi,
    Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün öncelikle bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 08.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara