İftira - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/2163 Esas 2016/7560 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/2163
Karar No: 2016/7560
Karar Tarihi: 22.12.2016

İftira - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/2163 Esas 2016/7560 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, hırsızlık suçundan mahkum edildiği bir dönemde katılan tarafından imzalanmış bir şikayet dilekçesini savcılığa vererek katılanı iftirayla suçladı. Ancak sanık, dilekçenin altındaki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etti. Mahkeme, delillerin yanlış değerlendirildiğine karar vererek sanığın beraatine karar verileceğine hükmetti.
Kararda geçen kanun maddeleri şunlardır:
- TCK'nın 267/1 maddesi: İftira suçu
- TCK'nın 62. maddesi: Suça sürüklenme ve işlenen suçun kabahat sayılması
- TCK'nın 50/1a maddesi: Ceza indirimi
- TCK'nın 52/2 maddesi: Delillerin değerlendirilmesi
- TCK'nın 491/2 maddesi: Hırsızlık suçu
- 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi: Adli para cezalarının yerine getirilmemesi durumunda infaz aşamasında yapılacak uygulamalar
- TCK'nın 52/4. maddesi: İhtarat yapılması gereken haller.
16. Ceza Dairesi         2016/2163 E.  ,  2016/7560 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : İftira
    Hüküm : TCK"nın 267/1, 62, 50/1a, 52/2 maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    1-Katılan ve sanık hakkında hırsızlık suçundan Mudanya Asliye Ceza Mahkemesine dava açıldığı ve mahkemenin 2005/451 Esas, 2005/320 sayılı kararı ile TCK"nın 491/2 maddesi uyarınca mahkumiyetlerine karar verildiği, anılan karar temyiz aşamasındayken, olay tarihinde katılanın, sanık tarafından imzalanmış 29.11.2010 tarihli şikayet dilekçesini Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği, dilekçe içeriğinde; katılanın olayla ilgisinin bulunmadığının, verdiği ifadelerle katılanın ceza almasına sebep olduğunun, hırsızlık suçunun dava dışı ... tarafından işlendiğinin ve onun baskısı ile kendisi tarafından üslenildiğinin belirtildiği, verilen dilekçe üzerine, sanığın savcılıkça şüpheli sıfatıyla alınan ifadesinde, dilekçe altındaki imzanın katılan tarafından atıldığı yönünde bir iddiada bulunmamakla birlikte, bahse konu dilekçedeki imzanın kendisine ait olmadığı, imzalamadığı dilekçeyi savcılığa getirdiği için katılandan şikayetçi olduğu, imzanın kime ait olduğunu bilmediği ve suçlamayı kabul etmediği şeklindeki beyanlarının savunma hakkı kapsamında kaldığı ve katılana yönelik iftira suçunu oluşturmayacağı nazara alındığında delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
    2-Kabul ve uygulamaya göre de;
    Adli para cezalarının yerine getirilmemesi halinde 6545 sayılı Kanunla değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi uyarınca infaz aşamasında resen uygulama yapılabileceği nazara alındığında hüküm fıkrasında TCK" nın 52/4. maddesi gereğince ihtarat yapılması,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 22.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara