16. Ceza Dairesi 2015/4680 E. , 2015/5305 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Suç üstlenme, Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : 1- ... hakkında: TCK"nın 270/1, 62, 50/1-a, 52/4. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Suç üstlenme suçundan sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin ve Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak,
01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle TCK"nın 50/6. madde ve fıkrasında yer alan ""seçenek yaptırımın"" ibaresinin ""seçenek tedbirin"" olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin birinci fıkrasının ""a"" bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi ""seçenek yaptırım"", diğer bentlerde düzenlenen hususların ise ""seçenek tedbir"" niteliğinde olduğu; TCK"nın 50/6. maddesinin, hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarını düzenlediği, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106. maddesi gereğince adli para cezasını içeren ilamın Cumhuriyet Başsavcılığına verileceği ve infazın bu maddeye göre, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılacağı hususları gözetilmeden, infazı kısıtlayacak şekilde sanık hakkında hükmedilen adli para cezasına ilişkin olarak TCK"nın 50/6. maddesinin uygulanması,
Kanuna aykırı olup; sanık müdafiinin ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan TCK"nın 50/6. maddesinin uygulanmasına ilişkin bendin hükümden çıkarılması ile sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
a-)Somut olayda, unsurları itibariyle oluşmayan trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
b-)Kabul ve uygulamaya göre de;
01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle TCK"nın 50/6. madde ve fıkrasında yer alan ""seçenek yaptırımın"" ibaresinin ""seçenek tedbirin"" olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin birinci fıkrasının ""a"" bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi ""seçenek yaptırım"", diğer bentlerde düzenlenen hususların ise ""seçenek tedbir"" niteliğinde olduğu; TCK"nın 50/6. maddesinin, hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarını düzenlediği, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106. maddesi gereğince adli para cezasını içeren ilamın Cumhuriyet Başsavcılığına verileceği ve infazın bu maddeye göre, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılacağı hususları gözetilmeden, infazı kısıtlayacak şekilde sanık hakkında hükmedilen adli para cezasına ilişkin olarak TCK"nın 50/6. maddesinin uygulanması,
3- Suç üstlenme suçundan sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Kaza yapan araçta yolcu olarak bulunan ve ..."u suçu üstlenme suçuna azmettirdiği hususunda delil bulunmayan, tanık sıfatıyla da dinlenmeyen suça sürüklenen çocuğun aracı, suçu üstlenen ..."un kullandığını mağdur sıfatıyla verdiği ifadesinde söylemesinden ibaret eyleminde iftira kasdı da bulunmadığından müsnet suçdan beraatine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 28.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.