Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/5026 Esas 2015/5285 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/5026
Karar No: 2015/5285
Karar Tarihi: 24.12.2015

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/5026 Esas 2015/5285 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2015/5026 E.  ,  2015/5285 K.

    "İçtihat Metni"


    TALEP:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30.03.2015 tarih ve 2015/105729 sayılı yazısı ile,
    Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak suçlarından sanık ..."un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 268. maddesi atfıyla 267/1, 206/1, 62 ve 52/2-4. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 1.500 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.09.2013 tarihli ve 2013/253-481 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre, yanında sürücü belgesi olmadığı halde alkollü olarak araç kullandığı sırada trafik ekibince durdurularak kimliği sorulan sanığın katılana ait kimlik bilgilerini vermesi nedeniyle, katılan adına sürücü belgesiz ve alkollü araç kullanmak eylemlerinden dolayı idari yaptırım kararı düzenlenmesinden ibaret olayda; 5237 sayılı Kanunun 268/1. maddesinde yazılı suçun "işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek" unsurunun gerçekleşmediği gibi, aynı eylemden dolayı iki farklı hüküm kurulamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 19.03.2015 gün ve 94660652-105-35-1646-2015/6325/19523 sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunmuştur.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I- Olay:
    Sanığın, kolluk görevlilerince rutin kontrol uygulaması sırasında yanında sürücü belgesi olmadığı halde alkollü olarak araç kullandığı sırada durdurulduğu, katılana ait kimlik bilgilerini verdiği ve katılan adına idari para cezası tutanağı düzenlendiği, katılanın idari para cezası tutanağından haberdar olması üzerine şikayetçi olduğu ve sanık hakkında İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.09.2013 tarih ve 203/253 esas, 2013/481 sayılı karar ile TCK"nın 206/1, 62/1, 52/2-4 maddeleri ve TCK"nın 268/1 madde delaleti ile 267/1, 62/1, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet kararı verildiği, kararın taraflara tebliğ edildiği ve temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır.
    II- Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:
    Dosya kapsamına göre, yanında sürücü belgesi olmadığı halde alkollü olarak araç kullandığı sırada trafik ekibince durdurularak kimliği sorulan sanığın katılana ait kimlik bilgilerini vermesi nedeniyle, katılan adına sürücü belgesiz ve alkollü araç kullanmak eylemlerinden dolayı idari yaptırım kararı düzenlenmesinden ibaret olayda; 5237 sayılı Kanunun 268/1. maddesinde yazılı suçun "işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek" unsurunun gerçekleşmediği gibi, aynı eylemden dolayı iki farklı hüküm kurulamayacağı gözetilmeden karar verilmesi bozma isteminin konusunu oluşturmaktadır.
    III- Hukuksal Değerlendirme:
    TCK"nın 268. maddesinde düzenlenen suçun oluşabilmesi için failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanması gerektiği; somut olayda trafik ekiplerince yapılan yol uygulamasında durdurulan sanığın 0,66 promil alkollü araç kullanması nedeniyle hakkında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu gereğince trafik ceza tutanağı ile ehliyetin 180 gün süre ile geri alınması şeklinde idari yaptırım uygulanması sırasında mağdur Mustafa Acar’a ait kimlik bilgilerini vermesi ve mağdur adına trafik idari para cezası karar tutanağının düzenlenmesine neden olma şeklindeki eyleminin bir bütün olarak TCK"nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçunu oluşturacağı, sanık hakkında bu eylemi nedeniyle sadece TCK"nın 206. maddesi gereğince hüküm kurulması gerekirken ayrıca TCK"nın 268/1 madde delaleti ile 267/1, 62/1, 53. maddeleri gereğince de mahkumiyet kararı verilmesinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
    IV- Sonuç ve Karar:
    1- Yukarıda açıklanan nedenle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma talebinin kabulüne,
    2- İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.09.2013 tarih ve 2013/253 esas, 2013/481 karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara