Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/1203 Esas 2015/5283 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/1203
Karar No: 2015/5283
Karar Tarihi: 24.12.2015

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/1203 Esas 2015/5283 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2015/1203 E.  ,  2015/5283 K.

    "İçtihat Metni"


    TALEP:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.11.2014 tarih ve 2014/376178 sayılı yazısı ile,
    İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 297/2, 35 ve 62. maddeleri gereğince 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 02.11.2012 tarihli ve 2009/823 esas, 2012/3443 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre;
    Hükümlüye yüklenen ve mahkemece kabul edilen cezaevine sim kart sokma şeklindeki eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 297/1. maddesine uyduğu ve davaya bakmanın Asliye Ceza Mahkemesinin görevine girdiği hâlde, görevsiz mahkemece yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiş ise de; 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 83. maddesi gereğince 23.03.2005 tarihli ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna eklenen ek 1. maddesinin b bendine göre; kanunlarda sulh ceza mahkemesi veya sulh ceza hâkimine yapılan atıflardan, yargılamaya ilişkin olanlar asliye ceza mahkemesine veya hâkimine yapılmış sayıldığı ve 84. maddesince eklenen geçici 6/4. maddesine göre, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte, sulh ceza mahkemelerinde görülmekte olan dava dosyaları bir ay içinde yetkili asliye ceza mahkemelerine devredilir, hükümlerine göre, göreve ilişkin kararın bozulmasına yönelik istemde hukuki yarar görülmediğinden bu husus kanun yararına bozma incelemesine konu edilmemiştir.
    Ancak, Anayasa Mahkemesinin 07.07.2011 tarihli ve 2010/69 esas, 2011/116 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 297. maddesi 2. fıkrasının iptaline karar verilmiş olması karşısında, karar tarihinde yürürlükte bulunmayan kanun maddesine göre sanığın mahkûmiyetine dair yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza işleri Genel Müdürlüğü 06.11.2014 gün ve 94660652-105-34-1387-2014-19442/66476 sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunmuştur.
    I- Olay:
    Sanığın hükümlü olarak Metris Cezaevine kabulü sırasında yapılan aramada çantasının içerisinde beş adet sim kart bulunduğu, sanık hakkında TCK’nın 297/2, 35, 53. maddeleri gereğince Bakırköy 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/823 esas sayılı dosyası ile dava açıldığı ve sanık hakkında 02.11.2012 tarihli karar ile TCK"nın 297/2, 35, 62 ve 58. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararı verildiği, kararın sanığa tebliğ edildiği ancak temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır.
    II- Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:
    Dosya kapsamına göre; hükümlüye yüklenen ve mahkemece kabul edilen cezaevine sim kart sokma şeklindeki eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 297/1. maddesine uyduğu ve davaya bakmanın Asliye Ceza Mahkemesinin görevine girdiği hâlde, görevsiz mahkemece yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiş ise de; 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 83. maddesi gereğince 23.03.2005 tarihli ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna eklenen ek 1. maddesinin b bendine göre; kanunlarda sulh ceza mahkemesi veya sulh ceza hâkimine yapılan atıflardan, yargılamaya ilişkin olanlar asliye ceza mahkemesine veya hâkimine yapılmış sayıldığı ve 84. maddesince eklenen geçici 6/4. maddesine göre, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte, sulh ceza mahkemelerinde görülmekte olan dava dosyaları bir ay içinde yetkili asliye ceza mahkemelerine devredilir, hükümlerine göre, göreve ilişkin kararın bozulmasına yönelik istemde hukuki yarar görülmediğinden bu husus kanun yararına bozma incelemesine konu edilmemiş,
    Ancak, Anayasa Mahkemesinin 07.07.2011 tarihli ve 2010/69 esas, 2011/116 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 297. maddesi 2. fıkrasının iptaline karar verilmiş olması karşısında, karar tarihinde yürürlükte bulunmayan kanun maddesine göre sanığın mahkûmiyetine dair yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemesi, bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın konusunu oluşturmaktadır.
    III- Hukuksal Değerlendirme:
    İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma suçundan sanığın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 297/2, 35 ve 62. maddeleri uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 02.11.2012 tarihli ve 2009/823 esas, 2012/3443 sayılı kararı ile mahkumiyet hükmü verildiği,
    Anayasa Mahkemesinin 07.07.2011 tarihli ve 2010/69 esas, 2011/116 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 297. maddesi 2. fıkrasının iptaline karar verilmiş olması karşısında, karar tarihinde yürürlükte bulunmayan kanun maddesine göre sanığın mahkumiyetine dair yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gibi davaya bakmanın da Asliye Ceza Mahkemesinin görevine girdiği hâlde, görevsiz mahkemece yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
    IV- Sonuç ve Karar:
    Sanığa yüklenen ve mahkemece kabul edilen cezaevine sim kart sokma şeklindeki eylemin TCK’nın 297/1. maddesine uyduğu ve davaya bakmanın da Asliye Ceza Mahkemesinin görevine girdiği anlaşıldığından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma talebinin kabulüne, Bakırköy 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 02.11.2012 tarih ve 2009/823 esas, 2012/3443 karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK’nın 326/son madde ve fıkrası uyarınca hükmolunan sonuç ceza yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara