Esas No: 2015/3443
Karar No: 2015/5280
Silahlı terör örgütünün propagandasını yapma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/3443 Esas 2015/5280 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütünün propagandasını yapma
Hüküm : 3713 sayılı Kanunun 7/b-2. maddesi yollamasıyla 7/2, TCK"nın 62/1, 51. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Sanığın suç tarihinde düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü sırasında "Disa disa serhildan, azadiya Kürdistan(Yine yine başkaldırı, özgür Kürdistan)" şeklinde attığı sloganın cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemleri teşvik edecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında;
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyize gelince;
Suç tarihinde Muratpaşa İlçe merkezinde 1 Eylül Dünya Barış Günü münasebetiyle toplanan grubun her hangi bir şiddete başvurmadığı, bu grup içinde bulunan sanığın "Be serok jiyan nabe(Başkansız yaşam olmaz)" ve "Selam selam İmralı"ya bin selam" şeklinde attığı sloganların cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemleri meşru gösterecek veya övecek ya da teşvik edecek nitelikte olmadığı anlaşılmakla, unsurları oluşmayan yüklenen suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, Üye .... sanık ... hakkında kurulan hüküm bakımından hükmün onanması yönündeki karşı oyu ve oyçokluğu ile sanık ... hakkında kurulan hüküm bakımından oybirliğiyle, 21.12.2015 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY:
Sayın çoğunluk görüşü sanık ... yönünden terör örgütü propagandasının cebir, şiddet, tehdit içeren yöntemleri meşru gösteren ve övecek nitelikte olmadığından olayda gerçekleşmediği yönünde olup sayın çoğunluğun bu kararına aşağıdaki gerekçelerle katılmak mümkün olmamıştır.
Dava konusu olayda propagandası yapılan örgüt PKK adlı silahlı terör örgütü otuz yılı aşkın süredir öldürme, yaralama, silahlı çatışma, yol kesme türü eylemlerine günümüzde de devam etmekte olup uzun süredir eylem ve faaliyeti olmayan örgütlerden değildir. Katıldığı öldürme, yaralama, çatışma eylemlerinin yoğunluğu nedeniyle sadece örgüt lehine propaganda yapan kişiler yönünden değil, bu örgütün terör eylemlerinden zarar gören geniş halk kesimlerinin tepki vermesi yönünden de tehlike potansiyelini içinde barındırmaktadır.
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7/2. maddesinde 6459 sayılı Kanunda yapılan ve propagandasının cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek veya teşvik edecek şekilde yapılması zorunluluğuna ilişkin değişiklik aynı fıkranın a ve b bentlerinde yapılan düzenleme için geçerli değildir. Nitekim aynı fıkranın "a" bendi 6638 sayılı Kanunda 3. fıkra olarak düzenlenmiş, "b" bendinde yer alan;
1- Örgüte ait resim veya işaretlerin asılması ya da taşınması,
2- Slogan atılması,
3- Ses cihazları ile yayın yapılması,
4-Terör örgütüne ait amblem, resim veya işaretlerin üzerinde bulunduğu üniformanın giyilmesi,
Şeklindeki fiiller ise kanun koyucu tarafından tehlikeyi somutlaştırmak amacıyla yapılan düzenleme olup bu hallerin varlığı halinde 6459 sayılı Kanunla 3713 sayılı Kanunun 7/2 de yapılan değişiklik, aynı fıkranın "b" bendini kapsamamaktadır.
Sayın çoğunluğun kararına mesnet teşkil eden T.C. Anayasasının 90/son ve AİHS 10/1 maddesinde söz söyleme ve ifade özgürlüğü düzenlenmektedir.
AİHS 10/2 maddesinde söz söyleme ve ifade özgürlüğünün sınırlanabileceği haller gösterilmektedir.
AİHS 10/2"de gösterilen kriterlerden biri de oranlılık ilkesidir. Bir an için, hala terör eylem ve faaliyetlerine yoğun ve sürekli bir şekilde devam eden silahlı terör örgütü PKK"nın cebir, şiddet içermeyen propagandasını ifade özgürlüğü içinde değerlendirilmesini kabul etsek bile, somut olayda sanık hakkında tayin edilen hapis cezası ertelenmiş olup, sırf bu nedenle bile AİHM kararlarında görüldüğü üzere sanığın atılı suçtan cezalandırılmasını oranlılık ilkesi bakımından ihlal sonucunu doğurmayacaktır.
Dosya kapsamına göre örgütün çağrısı ile yapılan Kanuna aykırı gösteri yürüyüşünde sanığın Türkçe anlamı “Başkansız yaşam olmaz” ve “Selam selam İmralı"ya bin selam” sloganlarını attığını tüm dosya kapsamı ile sübuta ermiştir. Sanığın attığı sloganlardan "Başkansız yaşam olmaz" sloganı terör örgütü elebaşısı .... Kenya"da yakalanıp Türkiye"ye getirilmesi sonrasında başlayan süreçte terör örgütü üye ve sempatizanlarının örgüt liderinin aldığı idam cezasının yerine getirilmemesi için yapılan gösterilerde ve idam cezasının kaldırılması sonrasında ise genel olarak örgüt mensuplarının örgüt elebaşına tecrit uygulandığını ileri sürdükleri dönemlerde de atılan sloganlardan olup başkansız yaşam olmaz sloganının geçmişten bu zamana kullanılan biçimi itibarıyla tehdit içerdiğinde kuşku bulunmaması karşısında;
Sanığın eyleminin 3713 sayılı Kanunun 7/2-b-2 maddesinde yazılı suçu oluşturduğu, PKK/KCK"nın halen aktif örgüt olup AİHS 10/2 maddesine uyan ifade özgürlüğünün kanunla kısıtlandığı, meydana gelen tehlike itabari ile cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerin meşru gösterme övme veya teşvik unsurunun da gerçekleştiği olayda tayin edilen cezanın ertelenmesi nedeniyle kısıtlamanın, AİHS 10/2"ye göre oranlı olduğu anlaşılmakla hükmün onanması gerektiği düşüncesi ile sayın çoğunluğun sanık ... hakkındaki bozma kararına iştirak etmiyorum.