Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/5159 Esas 2015/5266 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/5159
Karar No: 2015/5266
Karar Tarihi: 22.12.2015

Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/5159 Esas 2015/5266 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak suçundan mahkum edilmiştir. Ancak, gerekçeli karar başlığı yanlışlıkla iftira olarak yazılmıştır ve bu yazım hatası düzeltilebilir kabul edilmiştir. Yargılamada deliller değerlendirilerek sanığın diğer temyiz itirazları reddedilmiştir. Ancak, değişiklikle yaptırım ibaresi tedbir olarak değiştirildiğinden hapis cezasının infazına karar verilemeyeceği konusunda dikkat edilmediğinden, karar bozulmuş ve adli para cezasının hapse çevrileceğine dair kısım çıkarılarak karar onanmıştır. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanabilir: TCK'nın 268/1 maddesi delaletiyle 267/1, 62/1, 50 ve 52. maddeleri uyarınca mahkumiyet hükmü verilmiştir. 5739 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle TCK'nın 50/6. madde ve fıkrasında yer alan \"yaptırım\" ibaresinin \"tedbir\" olarak değiştirilip, 5275 sayılı CGTİK'nın 106. maddesinin 4 ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması nedeniyle infazda TCK'nın 52/4. maddesine göre yetkiyi kısıtlayacak şekilde seçenek yaptırım olan adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapis cezasının kısmen veya tamamen infazına karar verilemeyeceği belirtilmiştir.
16. Ceza Dairesi         2015/5159 E.  ,  2015/5266 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma
    Hüküm : TCK" nın 268/1 maddesi delaletiyle 267/1, 62/1, 50, 52. maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanığın duruşmada bildirdiği adrese çıkarılan gerekçeli karara ilişkin tebligatın, sanığın babası olan mağdur ..."in tebellüğ ettiği anlaşılmakla, Tebligat Kanununun 39. maddesinde belirtilen "Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz." hükmü karşısında, usule aykırı tebliğ nedeniyle temyizin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
    Gerekçeli karar başlığında suç adının “Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma” yerine “iftira” olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle TCK’nın 50/6. madde ve fıkrasında yer alan "yaptırım" ibaresinin "tedbir" olarak değiştirilip, 5275 sayılı CGTİK’nın 106. maddesinin 4 ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, sanık hakkında kurulan hükümde infazda TCK"nın 52/4. maddesine göre yetkiyi kısıtlayacak şekilde seçenek yaptırım olan adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapis cezasının kısmen veya tamamen infazına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılması gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hükmün 5. paragrafında yer alan "ve ödenmiyen adli para cezasının hapse çevrileceğine (İHTAR EDİLEMEDİ)" dair kısmın çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar varildi.

    Hemen Ara