Esas No: 2015/5833
Karar No: 2015/5217
Karar Tarihi: 23.12.2015
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/5833 Esas 2015/5217 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
Hüküm : TCK"nın 206/1, 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca
mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
İftira suçunun özel bir halini düzenleyen TCK"nın 268. maddesinde öngörülen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşabilmesi için kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanması gerektiği, bunun dışında resmi belgenin düzenlenmesinin gerektiği durumlarda resmi belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine karşı başkasının kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma eyleminin ise TCK"nın 206. maddesine uyan suçu oluşturacağı, hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını gerektiren bir suç bulunmayan veya resmi bir belgenin düzenlenmesini de gerektirmeyen hallerde görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişinin eyleminin ise 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 40. maddesine aykırılık olarak değerlendirileceği,
Sanığın kolluk görevlilerinin kimliğini istemesi üzerine kardeşi olan .... ait kimliğini gösterdiği, görevlilerin kendisini tanıdıkları yönünde ikazları sonucunda gerçek kimliğini ibraz ettiği olayda, henüz resmi bir belge düzenlenmeden bizzat kolluk görevlilerince sanığın gerçek kimliğinin anlaşılması karşısında üzerine atılı TCK 268. maddesinde düzenlenen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun ve TCK 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin
düzenlenmesinde yalan beyan suçunun oluşmayacağı gözetilmeden sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2- Kabule göre de;
TCK"nın 50/2. maddesi uyarınca suçun tanımında hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde hapis cezasına hükmedilmesi halinde bu cezanın adli para cezasına çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 23.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.