Esas No: 2015/6542
Karar No: 2015/5162
Karar Tarihi: 21.12.2015
Silahlı terör örgütüne üye olma - 2911 sayılı Kanuna aykırılık - Görevi yaptırmamak için direnme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/6542 Esas 2015/5162 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, 2911 sayılı Kanuna aykırılık, Görevi yaptırmamak için direnme
Hüküm : 1- TCK"nın 314/3 ve 220/6. maddeleri yollamasıyla 314/2, 220/6-son, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK"nın 62, 53, 58/9. maddeleri gereğince mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
03.11.2010 tarihinde düzenlenen kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşü sırasında atılan sloganlar eylemin gerçekleştirme şekli ve niteliği dikkate alındığında, sanığın bu gösteriye katılarak işlediği görevi yaptırmamak için direnme ve 2911 sayılı Kanunun 33/1. maddesine aykırılık suçların örgüt adına işlendiğinin anlaşılması karşısında tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
Sanığın örgüt adına işlediği görevi yaptırmamak için direnme ve 2911 sayılı Kanunun 32/1 ve 33/1. maddesine aykırılık suçlarının 6459 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3713 sayılı Kanunun 7. maddesine eklenen 4. fıkra kapsamında sayılan suçlardan olmadığı belirlenerek;
1- Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan TCK"nın 220/6, 314/3 delaletiyle 314/2, 220/6-son cümleleri gereğince tayin edilen 3 yıl 9 ay hapis cezasından 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi gereğince 1/2 oranında artırım yapılırken hesap hatası sonucu “4 yıl 19 ay 15 gün” yerine “5 yıl 7 ay 15 gün” hapis cezası hükmedilmesi sonuç ceza doğru belirlendiğinden; görevi yaptırmamak için direnme suçunu, TCK"nın 6. maddesine göre silahtan sayılan taş atmak suretiyle işlediği halde TCK"nın 265/4. maddesi uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi ise aleyhe temyiz istemi bulunmadığından; bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçlarının sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasıfları tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri ve aşağıdaki hususlar dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a-Silahlı terör örgütü adına suç işleme suçu bakımından; Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E., 2015/85 sayılı iptal kararı ile TCK"nın 53/1. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,
b-Görevi yaptırmamak için direnme suçu bakımından; 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklik karşısında, infazda yetkiyi kısıtlayacak şekilde "sanık hakkındaki adli para cezasının ödenmemesi durumunda ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine" dair ihtarat yapılamayacağının anlaşılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılması gerektirmeyen bu hususların aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hükümdeki TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın bütünüyle çıkarılarak "Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda yürülükte bulunan TCK"nın 53/1. maddesinin sanık hakkında uygulanmasına" denilmesi, ayrıca "ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin" ifadesinin çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- 2911 sayılı Kanunun 33/1. maddesine aykırılık suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;
04.04.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanıp yürürlüğe giren 6638 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 2911 sayılı Kanunun 33/1-a maddesinde öngörülen cezanın alt ve üst sınırı itibariyle sanığın açıkça aleyhine olduğu gözetilerek yapılan incelemede;
a-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 16.09.2014 tarih, 2014/9-96 esas, 2014/375 sayılı kararı doğrultusunda sanığın 2911 sayılı Kanunun 33/1. maddesine uygun olduğu kabul edilen eyleminin mutad ve meşru bir "düşünce ve kanaat açıklama yöntemi" ile işlendiği değerlendirildiğinden, sanığa yüklenen suçun tarihi ve işlenme yöntemi ile temel şekli itibariyle gerektirdiği cezanın süresine göre, hükümden önce 05.07.2012 tarihinde Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında düşünce ve kanaat açıklama yöntemiyle işlendiği ve bu nedenle sanık hakkında açılan davaya ilişkin olarak kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
b-Kabul ve uygulamaya göre de;
5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklik karşısında, infazda yetkiyi kısıtlayacak şekilde "sanık hakkındaki adli para cezasının ödenmemesi durumunda ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine" dair ihtarat yapılamayacağının anlaşılması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 21.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.