Esas No: 2020/1683
Karar No: 2020/4943
Karar Tarihi: 12.03.2020
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2020/1683 Esas 2020/4943 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 17.06.2010-30.09.2012 tarihleri arası çalıştığını, iş sözleşmesini ücretlerinin ödenmemesi gerekçesi ile feshettiğini beyanla kıdem tazminatı, hafta tatili ve fazla mesai alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizce sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, hafta tatili alacağının reddi gerektiği ve fazla çalışma alacağının haftada on iki saat üzerinden yıllık iki yüz yetmiş saate kadar yapılan çalışmaların ücrete dahil olduğuna dair kayıtlar da birlikte değerlendirilerek hesaplanması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda (keza mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda) "usuli kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Yargıtay İBK 9.5.1960 tarih 21/9, RG. 28.6.1960-10537) Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Somut olayda; Dairemizce fazla çalışma alacağı hesabı yönünden bozma yapılmasına rağmen, bozmadan önce Mahkemece fazla çalışma alacağına uygulanan takdiri indirim yönünden bozma yapılmamıştır. Bozma dışında kalan takdiri indirim miktarı davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturur. Mahkemece bu yön gözetilmeden, bozmadan sonra hesaplanan fazla çalışma alacağına takdiri indirim uygulanmadan hüküm kurulması davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hakka aykırı olup hükmün bu yönden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.