Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/8879 Esas 2020/4640 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/8879
Karar No: 2020/4640
Karar Tarihi: 19.02.2020

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/8879 Esas 2020/4640 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, hakaret suçundan dolayı İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen 2.620 TL adli para cezası ile cezalandırılmış, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilmiştir. Ancak denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işleyen sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda hükmün açıklanmasına karar verilmiş ve sanık 3 ay 19 gün hapis cezasıyla cezalandırılmıştır. Hapis cezasının da ertelenmesine karar verilmiştir. İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 22/03/2016 tarihli kararı hukuka aykırı bulunarak bozulmuştur.
Kanun maddeleri:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/1-2, 125/4, 43 ve 52/2. maddeleri
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5, 231/11, 223, 309, ve 4-b maddeleri
18. Ceza Dairesi         2019/8879 E.  ,  2020/4640 K.

    "İçtihat Metni"




    KARAR
    Hakaret suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1-2, 125/4, 43 ve 52/2. maddeleri gereğince 2.620,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/05/2010 tarihli ve 2009/1061 esas, 2010/310 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle yapılan yargılama sonucunda hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Kanun’un 125/1-2, 125/4, 43 ve 62/1. maddeleri gereğince 3 ay 19 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, anılan Kanun"un 51/1. maddesi gereğince hapis cezasının ertelenmesine ilişkin İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/03/2016 tarihli ve 2009/1061 esas, 2010/310 sayılı ek kararını kapsayan dosya incelendi.
    İstem yazısında; "Dosya kapsamına göre;
    1- Sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle yapılan ihbar üzerine her ne kadar İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/03/2016 tarihli ek kararı ile, hükmün açıklanmasına karar verilmiş ise de, ihbara konu olan İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2015/676 esas, 2015/1243 sayılı kararı ile sanık hakkında 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu"na muhalefet suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinin anlaşılması karşısında, kurulan hükmün sanık hakkında hukuksal bir sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun, davayı sonuçlandıran ve uyuşmazlığı çözen bir “hüküm” olmadığı, bunun sonucu olarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223. maddesinde sayılan hükümlerden olmayıp, bu kararların kasıtlı suçtan mahkumiyet olarak kabul edilme imkanı bulunmadığı gözetilmeden, 5271 sayılı Kanun"un 231/11. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılarak hükmün açıklanmasında,
    2- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. fıkrasında yer alan “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, mahkemesince sanık hakkındaki hüküm açıklanırken açıklanması geri bırakılan hükümde değişiklik yapılmaksızın mevcut haliyle açıklanması gerektiği, somut olayda, İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/10/2012 tarihli kararıyla sonuç ceza olarak sanık hakkında 2.620,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve hükmün bu haliyle açıklanması gerektiği gözetilmeden, ilk hükümden farklı olarak hapis cezasına hükmedilerek cezanın ertelenmesine karar verilmesinde,
    İsabet görülmemiştir." denilmektedir.
    Hukuksal Değerlendirme:
    1- "1" numaralı istem açısından yapılan değerlendirmede,
    5271 sayılı CMK’nın “hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması” başlığını taşıyan 231. maddesinin 8. fıkrasında; "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur." 11. fıkrasında; "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir." hükümleri yer almaktadır.
    Yukarıda yer verilen kanuni düzenlemelere göre hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık 5 yıl süreyle denetime tabi tutulacak ve bu süre içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirlerine riayet etmemesi halinde hüküm açıklanacaktır.
    İnceleme konusu somut olayda; sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlediği gerekçesiyle hükmün açıklanmasına karar verildiği görülmektedir.
    Ancak denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlendiği ihbarında bulunan İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/676 esas, 2015/1243 karar sayılı dosyasının incelenmesinde, sanık hakkında 5607 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verildiği, bu kararın kesinleştiği, dolayısıyla ihbara konu hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı, kurulan hükmün sanık hakkında hukuksal bir sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun, davayı sonuçlandıran ve uyuşmazlığı çözen bir “hüküm” olmadığı, bunun sonucu olarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların, CMK’nın 223. maddesinde sayılan hükümlerden olmayıp, bu kararların kasıtlı suçtan mahkumiyet olarak kabul edilme imkanı bulunmadığı gözetilmeden, CMK’nın 231/11. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılarak hükmün açıklanması hukuka aykırı bulunmuştur.
    2- "2" numaralı istem açısından yapılan değerlendirme,
    5271 sayılı CMK"nın 231/11. maddesinde "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir." hükmüne yer verilmiştir.
    İnceleme konusu somut olayda, denetim süresi içinde yeni bir suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 22/03/2016 tarihli ve 2009/1061 esas, 2010/310 sayılı kararıyla sanığın Türk Ceza Kanunu"nun 125/1-2, 125/4, 43 ve 62. maddeleri gereğince 3 ay 19 gün hapis cezası ile mahkumiyetine ve hapis cezasının ertelenmesine karar verilmiştir.
    CMK’nın 231/11. maddesinde yer alan düzenlemeye göre, mahkemece kendisine herhangi bir yükümlülük yüklenmeyen ve denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyen sanık hakkında, önceki hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, yeniden değerlendirme sonucu, önceki hükümden farklı olarak hapis cezası olarak açıklanması hukuka aykırıdır.
    Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    1- Hakaret suçundan, sanık ... hakkında, İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 22/03/2016 tarihli ve 2009/1061 esas, 2010/310 sayılı ek kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    2- CMK"nın 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 19/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara