Esas No: 2015/4128
Karar No: 2015/4927
Anayasayı ihlal - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/4128 Esas 2015/4927 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın silahlı terör örgütüne üye olup Anayasayı değiştirme amacıyla vahamet arz eden eylemlerde yer aldığına ve öldürme eylemine iştirak ettiğine karar verdi. Ancak sanığın araç suç olan vahim eyleme fiili katılan sıfatı bulunmadığından 146/3. maddesinin uygulanma koşulları bulunmadığına hükmedildi. Dosya kapsamındaki delillerin incelenmesi sonucunda verilen hükümde isabetsizlik tespit edilmedi ve sanık müdafilerinin temyiz dilekçesi reddedildi. Kararda, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 146/1, 59, 31 ve 33. maddelerine atıfta bulunuldu. 146/1. madde, anayasal düzeni bozmak suçunu, 59. madde, ceza ehliyeti kavramını, 31. madde, taksir suçu ile ilgili hükümleri, 33. madde ise suça teşebbüs ile ilgili hükümleri içermektedir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Anayasayı ihlal
Hüküm : 765 sayılı TCK"nın 146/1, 59, 31, 33. maddeleri
uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 27.10.1997 yerine 1994 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir hata olarak kabul edilmiştir.
Ankara 1 Numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesinin 1998/18 esas sayılı dosyasının aslı temyiz incelemesi sırasında getirtilip incelendiğinden ve dosyanın onaylı örnekleri dosya içerisine alındığından tebliğnamedeki 1 numaralı görüşe ayrıca sanık ..."nın maktul ..."ın öldürüldüğü evi hakkında bu olay nedeniyle 765 sayılı TCK"nın 146/1. madde kapsamında verilen mahkumiyet hükmü Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 2001/755 esas, 2001/1803 karar sayılı ilamıyla onanan ... ile birlikte örgüt faliyetlerini yürütmek maksadıyla kiraladıkları, maktul ..."ın sanığın da bulunduğu evde 4-5 gün boyunca ajan olduğu gerekçesiyle yapılan ve son evresinde maktülün elleri ayakları bağlanmak suretiyle gerçekleştirilen sorguda bulunduğu, diğer sanıklar tarafından silahlar getirildiğinde olay mahallinde olduğu öldürme eylemini gerçekleştiren .... bu eylemlerine engel olmak için çaba sarfetmediği gibi talimatlarıyla örgüt evinde örgütsel dokümanların temizliğini yapıp sorgulama tutanakları, maktulün ailesine yazdığı mektup ve diğer dokümanları alarak eylemin yapılacağı evden diğer örgüt üyeleriyle İstanbul ilinde buluşmak üzere ... ile birlikte ayrılması şeklinde gerçekleşen olayda; kasten öldürme eylemine fer-i fail olarak iştirak ettiğinin anlaşılması karşısında 765 sayılı TCK"nın 146/3. maddesinin uygulanma koşulları bulunmadığından tebliğnamedeki 2 numaralı bozma görüşüne de iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın üyesi bulunduğu silahlı terör örgütünün Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını cebir ve şiddet kullanarak değiştirme amacına yönelik olarak vahamet arz eden olayları gerçekleştirdiği, sanığın sübutu kabul olunan eylemlerinin amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ile ülke genelindeki organik bütünlüğe göre amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde suçun vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosya kapsamına göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafilerinin temyiz dilekçesi ile duruşmalı inceleme sırasında ileri sürdüğü temyiz itirazlarının reddiyle resen de temyize tabi hükmün ONANMASINA, 16.12.2015 tarihinde Üye F. Kır"ın sanık ..."nın 765 sayılı TCK"nın 146/1. maddesi kapsamında aranan araç suç olan vahim eyleme fiili katılan sıfatı bulunmadığından hakkında bu madde kapsamında mahkumiyet kararı verilemeyeceği gerekçesiyle bozma yolundaki oyu nedeniyle oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY:
Oluşa, dosya kapsamındaki delillerin kapsamına ve sanığın olaydaki durumunu anlatan diğer sanık itirafçı ..."in savunmalarının içeriğine göre olay tarihinde yaşı 18 yıl 1 ay olan .. kod adlı sanık ..."nın ağabeyi ... da içinde adının geçtiği silahlı terör örgütüne yeni üye olduğu, lise öğencisi olup örgütün fiillerini planlayacak, uygulayacak veya üzerinde tasarrufta bulunacak iradeye sahip olmadığı gibi kendisine böyle bir hak ve görev verilmediği de açıktır. Ajan olduğu inancıyla diğer örgüt üyelerince sorguya çekilen ve öldürülen ..."nın cesedinin bulunduğu 27.10.1997 tarihinden bir kaç gün öncesinde kendisi gibi genç olup örgüt içinde söz hakkı bulunmayan sanık ... ile birlikte maktulle aynı evde bir gece kaldıktan sonra diğer sanıklar ... kod adlı ....... kod adlı ... eve gelmesiyle maktulün sorguya çekilmesine başlanıldığı; ... aday üye olduğu, sanık ...ve...sorgu işlemine katılmalarına izin verilmediği gibi, maktulle ilgili kararlara da katılmalarının mümkün olmadığı, diğer sanıklar ....ve ... tarafından birkaç gün elleri bağlı olarak sorgulanan maktulün infazına karar verildiği bu durumun sanıklar... ve ... bildirildiği ve onlardan evdeki örgütsel dokümanları temizledikten sonra evden ayrılıp İstanbul"a gitmelerinin istendiği onların da maktul ....henüz hayattayken...ve ... ile bırakıp evden ayrıldıkları ve İstanbul"a gittikleri anlaşılmıştır. Bilahare... başına tabanca ile ateş edilmesi nedeniyle beyin harabiyeti sonucu öldüğü, cesedinin bir bavul içinde mahallede örgüt evine yakın bir yerde bulunduğu, 18.05.1998 tarihinde... Terzi isimli şahsın apartmanlarının kapıcı dairesinde öğrencilerin kaldığı ve kapısının kırık olduğunu ihbar etmesi üzerine yapılan incelemede ..."e ait fotoğraflar, seçmen kartı, örgüt üyelerinin isimlerinin yazılı olduğu defter ve çeşitli örgütsel dokümanların bulunduğu ayrıca maktul...valiz içerisine konulmuş cesedinin sarılı olduğu çarşaf ve yastık kılıflarının benzeri bezlerin yapılan aramada da evde bulunduğu ve evin örgüt evi olarak kullanıldığının saptandığı sabittir. Sanık ...ulaşılması ile olayın aydınlandığı; sanıklardan ...."nün 765 sayılı TCK"nın 46. maddesi kapsamında ceza ehliyetini ortadan kaldıran "şizofreni-şizoaffektif tip" hastalığının bulunduğuna dair Adli Tıp Genel Kurulunun 09.09.2014 tarihli raporu üzerine bu sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmediği, diğer sanık .... bulunduğu cezaevinde çıkan bir isyanda öldüğü sanık... de itirafçı olarak beyanda bulunarak etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandığı da sabittir. Sanık ... 765 sayılı TCK"nın 146/1. maddesi kapsamında cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmışsa da sanığın ısrarla inkara yönelen savunmasının aksine, suçun oluşmasına dayanak yapılan araç suç olan vahim eylem öldürme suçuna iştirakine dair ceza ehliyeti olmayan şizofren bir sanık ile etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılan itirafçı sanık ...savunmalarından başka delil bulunmadığı açıktır. Evde bulunduğu süre zarfında korkarak söyleneni yaptıklarını beyan eden ... ifadelerine göre sanık ... kasten öldürme eylemine 765 sayılı TCK"nın 64 ve 65. maddeleri kapsamında iştirakinden söz edilemeyecektir. Evden çıktıktan sonra içerde kalanların iradesine de karışma ihtimali olmayan sanık... genç yaşta başına birşey gelmesinden çekinip korkarak polise herhangi bir ihbar yapmaması da hayatın olağan akışına uygun olduğu gibi, korunması gereken savunma hakkının doğal sonucudur. Maktulün evin içinde sorgusu sürerken tutulması vahim eylem olarak nitelendirilebilirse de bu halde iştirak olunan hürriyeti tahdit eyleminden cezai sorumluluğun doğması için 765 sayılı TCK"nın 179. maddesinin aradığı özel hürriyeti tahdit kastının olması gerekmektedir ki olayda bu özel kastın bulunmadığı gibi iddianamede 765 sayılı TCK"nın 146. maddesi için araç suç olarak hürriyeti tahdit suçu belirtilmemiştir. Mahkemenin yaptığı yargılamada, kamu davasının sınırlarını çizen iddianamenin anlatımıyla bağlı olunması karşısında hürriyeti tahdit suçuna fer"i katılımı isnad edilen suçlamaya dayanak yapılamayacağı değerlendirilerek sanık hakkında beraat kararı verilmesi ve dolayısıyla hükmün bu surette bozulmasına hükmetmek gerektiği kanaatiyle sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
TEFHİM ŞERHİ:
16.12.2015 tarihinde verilen iş bu karar, Yargıtay Cumhuriyet savcısı .. huzurunda, duruşmada sanık ..."nın savunmasını yapmış bulunan Av. ..."in yokluğunda, sanık müdafii Av. ..."ın yüzüne karşı, 23.12.2015 tarihinde usulen ve açık olarak tefhim olundu.