Esas No: 2015/4387
Karar No: 2015/4857
Karar Tarihi: 14.12.2015
Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/4387 Esas 2015/4857 Karar Sayılı İlamı
16. Ceza Dairesi 2015/4387 E. , 2015/4857 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak,
Silahlı terör örgütüne üye olmak, Kişiyi hürriyetinden
yoksun kılma
Hüküm : Sanık ..."ın TCK"nın 302/1, 3713 sayılı
Kanunun 5/1, TCK"nın 62/1, 53, 58/9 ve TCK"nın
109/1-3-f, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 62/1, 53,
58/9 ve 63. maddeleri gereğince;
Sanık ..."ın TCK"nın 314/2, 62/1, 53, 58/9
ve 63. maddeleri gereğince mahkumiyetlerine
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Usulüne uygun tebligata rağmen sanık ... müdafiinin duruşmaya gelmediği ve geçerli bir mazeret de bildirmediği anlaşıldığından sanık ... ve sanık ... hakkında duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü;
I-Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 K sayılı iptal kararının TCK"nın 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ve müdafinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
II-Sanık ... hakkında kurulan hükümlere gelince;
1-Sanık ... ile birlikte mağdur ..."u PKK terör örgütüne katılmasını sağlamak için ikamet ettiği köyden alarak Ağrı İlinde kendisi tarafından
kullanılan eve getiren sanık ..."ın terör örgütüne katılma konusundaki tereddütlerini kendisine aktaran mağdura yiyecek getirmek için kapısını kilitleyerek evden ayrıldığı, bu sırada mağdurun pencereyi açarak vatandaşlardan yardım istediği ve ihbar üzerine eve gelen kolluk görevlilerince kurtarıldığı olayda sanık ..."ın mahkeme kabul ve uygulamasında da yer aldığı şekilde TCK"nın 109/1, 3-f maddesine uygun düşen eyleminin TCK"nın 302. maddesinde yazılı, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçunun amacına yönelik olarak vahamet arz eden nitelikte bulunmadığından TCK"nın 302. maddesinde düzenlenen suçu oluşturmayacağı, ancak; kod adı bulunan ve PKK terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olan sanığın örgüt faaliyetlerindeki süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösteren eylemlerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Sanık ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde uyap bilişim sisteminde yapılan tespitte sanık ..."ın mağdur ..."a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eylemi nedeniyle Ağrı 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/54 esas sayılı dosyasında da yargılandığının anlaşılması karşısında mükerrer cezalandırmanın önlenmesi bakımından anılan dosyanın aslı veya onaylı bir örneğinin dosya içerisine alınıp incelenerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3-Kabul ve uygulamaya göre;
a)TCK"nın 302. maddesi gereğince kurulan hükümde ağırlaştırılmış müebbet hapis şeklinde belirlenen temel cezanın 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi gereğince artırılıp yine "ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına" hükmolunması gerekirken yazılı şekilde 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
b)TCK"nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararının gözetilmesi lüzumu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan kısmen, resen de temyize tabi hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 14.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.