Esas No: 2015/7147
Karar No: 2015/4730
Karar Tarihi: 07.12.2015
Muhafaza görevini kötüye kullanma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/7147 Esas 2015/4730 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Muhafaza görevini kötüye kullanma
Hüküm : TCK"nın 289/4, 62, 53/1, 55/2. maddeleri uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin "21.08.2013" yerine “11.08.2013” tarihi olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
İddianamede suç teşkil ettiği ileri sürülen dava konusu eylemin; sanığa yed-i emin sıfatı ile teslim edilen gümrük kaçağı ve faturasız çaylar hakkında müsadere kararı verilmesine istinaden; kararının yerine getirilmesi için katılan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İpekyolu Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü İpekyolu Gümrük Müdürlüğünce yapılan ihtarnameye rağmen sanığın süresi içerisinde mahkemeye teslim etmemesi nedeni ile muhafaza edilmek üzere kendisine teslim olunan mal üzerinde teslim amacı dışında tasarrufta bulunmak iddiasından ibaret bulunması karşısında; yedieminin malı muhafaza ettiği yerde teslim etmekle yükümlü bulunması, müsaderesine karar verilen malların sanığa teslim edildiği adrese gelinerek elkonulan malların iade edilmesi veya muhafaza altına alınması için bir başvurunun yapılmaması karşısında, eylemin TCY"nın 289. maddesindeki suçun maddi öğesini oluşturmadığı ayrıca resmi olarak fiili teslimin gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin TCK"nın 289. maddesinin 4. fıkrasında düzenlenen suçu oluşturmayacağı, gözetilmeden, yasal ve yerinde olmayan gerekçe ile mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de;
Dairemizce kabul gören CGK"nın 21.06.2011 gün ve 8/261-141 kararında açıklandığı üzere; "suçun iddianamede gösterilen niteliğinin değişmesi halinde sanığa ek savunma verilmesi 1412 sayılı CYUY’nın 258. maddesinde düzenlenmiş, 01 Haziran 2005 tarihinde 5271 sayılı CYY’nın 226. maddesinde de benzer bir düzenleme getirilmiştir. CYUY’nın 258. maddenin; “İddianamede gösterilen suçun temas ettiği kanun maddelerinde belirtilen cezadan daha az bir ceza verilmesini gerektiren hallerde sanık, meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen duruşmaya gelmez veya davetiye tebliğ edilemez ise bu maddenin birinci fıkrası hükmü uygulanmaz” şeklindeki son fıkrası hükmüne CYY’nın 226. maddesinde yer verilmemiş, böylece iddianamede gösterilen suçtan daha az ceza verilmesini gerektiren hallerde bile sanığa veya müdafiine mutlaka ek savunma hakkı tanınması kabul edilmiştir. Bu husus yeni usul Kanununda savunma hakkının daha da güçlendirilmesine ilişkin yaklaşımın bir sonucudur." şeklindeki içtihadı dikkate alındığında iddianamede uygulama maddesi TCK"nın 289/1. maddesi olarak gösterilen suçun niteliğinin değişmesi nedeniyle sanığa ek savunma hakkı verilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanmış olması;
TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemiş olması ve ayrıca TCK"nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E., 2015/85 sayılı iptal kararının gözetilmesi lüzumu,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 07.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.