Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme - Görevi yaptırmamak için direnme - 2911 sayılı Kanuna aykırılık - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/2326 Esas 2015/4717 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/2326
Karar No: 2015/4717

Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme - Görevi yaptırmamak için direnme - 2911 sayılı Kanuna aykırılık - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/2326 Esas 2015/4717 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2015/2326 E.  ,  2015/4717 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, Görevi yaptırmamak için direnme, 2911 sayılı Kanuna aykırılık
    Hüküm : 1- TCK"nın 314/3, 220/6. maddeleri delaletiyle 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi, TCK"nın 220/6, 62, 53, 58/9. maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    A- Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
    Sanığın örgüt adına işlediği 2911 sayılı Kanunun 32/1 ve 33/1. maddelerine aykırılık ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarının hükümden sonra 30.04.2013 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3713 sayılı Kanunun 7. maddesine eklenen 4. fıkra kapsamında sayılan suçlardan olmadığı belirlenerek yapılan incelemede;
    Örgüt adına suç işleme suçundan öncelikle temel ceza tayin edilip sonrasında TCK"nın 220. maddesinin 6. fıkrasının 2. cümlesindeki indirim uygulandıktan sonra devamında 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince artırım yapılması gerekirken, yazılı şekilde uygulama yapılması sonuç ceza değişmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
    Sanığın görevi yaptırmamak için direnme suçunu silahtan sayılan taş ile işlediğinin kabul edilmesi karşısında tayin olunan cezada TCK"nın 265/4. maddesi uyarınca artırım yapılmaması aleyhe temyiz olmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde aşağıdaki hususlar dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1- 01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle 5237 sayılı TCK’nın 50/6. madde ve fıkrasında yer alan "yaptırım" ibaresinin "tedbir" olarak değiştirilip, 5275 sayılı CGTİK’nın 106. maddesinin 4 ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, sanık hakkında kurulan hükümde infazda yetkiyi kısıtlayacak şekilde seçenek yaptırım olan adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapis cezasının kısmen veya tamamen infazına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
    2- Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı ile TCK"nın 53. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçu açısından hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, kurulan hükümlerin bu nedenlerle BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK"nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkralarından TCK"nın 50/6. maddesi uyarınca ihtarat yapılmasına ve TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin çıkartılması, 53. maddenin uygulanmasına ilişkin kısma "Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda yürürlükte bulunan TCK"nın 53. maddesinin sanık hakkında uygulanmasına" ibareleri eklenmek suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    B- 2911 sayılı Kanunun 33/1. maddesine aykırılık suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;
    1- Sanığa yüklenen suçun, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında düşünce ve kanaat açıklaması yöntemiyle işlendiği ve anılan maddenin birinci fıkrasının "b" bendinde yer alan "kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine karar verilir" şeklindeki düzenleme karşısında; sanık hakkında kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeyerek yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2- Kabul ve uygulamaya göre de;
    a- 01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle 5237 sayılı TCK’nın 50/6. madde ve fıkrasında yer alan "yaptırım" ibaresinin "tedbir" olarak değiştirilip, 5275 sayılı CGTİK’nın 106. maddesinin 4 ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, sanık hakkında kurulan hükümde infazda yetkiyi kısıtlayacak şekilde seçenek yaptırım olan adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapis cezasının kısmen veya tamamen infazına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
    b- TCK"nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararının gözetilmesi lüzumu,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün öncelikle bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 03.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara