Esas No: 2015/4959
Karar No: 2015/4444
Karar Tarihi: 24.11.2015
Terör örgütü propagandası yapmak - 2911 sayılı Kanuna aykırılık - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/4959 Esas 2015/4444 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Terör örgütü propagandası yapmak, 2911 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Sanık ... hakkında; 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK’nın 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet
2911 sayılı Kanunun 28/3, TCK’nın 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Temyiz isteminin reddine dair ek kararlar
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen diğer sanıklar hakkında açıkça temyiz istemine yönelik bir talep olmadığı bu yönde itiraz istemi ileri sürüldüğü anlaşılmakla, temyiz incelemesinin sanık İbrahim açısından sınırlı tutulmuş;
CMK hükümlerine göre müdafiinin vekalet sunma zorunluluğu olmaması karşısında 7201 sayılı Tebligat Kanununun 11. maddesindeki "vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır..." amir hükmü karşısında, gerekçeli kararın sanık müdafii olduğu anlaşılan Av. ... yerine sanığa tebliğ edilmesi kanuna aykırı olup, öğrenme tarihinden itibaren temyiz süresi başlayacağından, temyiz isteminin bu nedenle süresinde olduğu anlaşılmakla temyizin reddine ilişkin 17.03.2015 ve 27.03.2015 günlü ek kararlar kaldırılarak yapılan incelemede;
1- 2911 sayılı Kanunun 12. maddesinde “Düzenleme kurulu, toplantının sükun ve düzenini, bildirimde yazılı amaç dışına çıkılmamasını sağlamakla yükümlü ve sorumludur. Kurul, bunun için gereken önlemleri alır ve gerektiğinde güvenlik kuvvetlerinin yardımını ister. Toplantının amacı dışına çıktığı veya düzen içinde gerçekleşmesini imkânsız gördüğü takdirde kurul veya toplanamadığı takdirde kurul başkanı dağılma kararı alır ve durumu derhâl yetkili kolluk amirine bildirir. Düzenleme kurulunun sorumluluğu, topluluk toplantı yerinden tamamen dağılıncaya kadar sürer” şeklindeki düzenleme ile sanık savunması, kolluk tutanağı ve tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde; izinli olarak yapılan miting alanındaki platformun ön kısmına kanun dışı poster ve bayrakların asıldığının kolluk tarafından tespiti üzerine, tertip komitesi üyelerine asılan poster ve sözde bayrağın indirilmesi yönündeki bildirim sonrasında, sanık ve diğer tertip komitesi üyelerinin olay yerine gelmeden önce asılan şeyin kendilerince indirilmesi halinde can güvenliklerinin tehlikeye gireceğini belirtmeleri ve kolluk birimlerince yapılacak müdahaleye (söz konusu şeyin indirilmesine) yönelik bir direnç yada karşı koyma şeklinde bir tutum da sergilememeleri karşısında, sanığın can güvenliği bulunmadığı yönündeki kolluk birimlerine yaptığı bildirimin yardım isteme niteliğinde bulunduğu, atılı kanun dışı sözde bayrak ve posterler sanık tarafından da asılmadığı gözetilmeden atılı suçlardan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2- Uygulamaya göre de;
01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle TCK"nın 50/6. madde ve fıkrasında yer alan “yaptırım” ibaresinin “tedbir” olarak değiştirilip, 5275 sayılı CGTİK"nın 106. maddesinin 4. ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, sanık hakkında kurulan hükümde infazda TCK"nın 52/4. maddesine göre yetkiyi kısıtlayacak şekilde seçenek yaptırım olan adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapis cezasının kısmen veya tamamen infazına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 24.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.