16. Ceza Dairesi 2015/4821 E. , 2015/4212 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini aklama
Hüküm : TCK"nın 282/1, 62, 52/2-4, 58/7, 55/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin "22.06.2006" yerine "26.09.2007" olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilmiştir.
1- Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunun oluşabilmesi için failin, alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına çıkarması veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla çeşitli işlemlere tabi tutması gerektiği; ayrıca sanık tarafından aklandığı iddia olunan malvarlığı değerinin elde edilme tarihinin 4208 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra olması zorunluluğu da dikkate alınarak somut olayda öncül suç niteliğindeki "uyuşturucu madde ticareti" suçlarından sanık hakkında işlem yapıldığı ve yargılandığı belirtilen dava dosyalarının tespit edilerek mahkemelerinden getirtilip suç tarihlerinin 4208 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra olup olmadığı ve malvarlığı değerinin bu suçlar nedeniyle elde edilip edilmediği yönünden incelenmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Mahkemenin, sanık hakkında temel hapis cezanın belirlenmesi sırasında Kanun maddesindeki yaptırımın alt sınırından cezanın belirlendiği belirtilmesi ve suç tarihinde suçun yaptırımının "iki yıldan beş yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası" olması nedeniyle hüküm tarihinde 26.06.2009 tarih ve 5918 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değişik TCK"nın 282/1. maddeleri karşılaştırılarak lehe olan hükmün belirlenmesi ve sonucuna göre uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- TCK’nın 50/3. maddesinin "uygulamada asıl mahkûmiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adlî para cezası veya tedbirdir" hükmüne göre, fıkranın (a) bendinde belirtilen adli para cezasının, kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırım, diğer bentlerinde belirtilenlerin ise tedbir niteliğinde olduğu, TCK"nın 50/6. maddesinde seçenek tedbirlere uyulmaması halinde yapılacak uygulama düzenlenmiş olup, infaz aşamasında seçenek yaptırım olan adli para cezasının yerine getirilmemesi halinde ise anılan fıkraya göre değil 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi uyarınca uygulama yapılacağı gözetilmeden infazı da kısıtlar biçimde TCK’nın 50/6. maddesi gereğince ihtarat yapılması,
Kanuna aykırı, sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 17.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.