Esas No: 2015/3791
Karar No: 2015/4159
Karar Tarihi: 04.11.2015
Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme - 2911 sayılı Kanuna muhalefet - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/3791 Esas 2015/4159 Karar Sayılı İlamı
16. Ceza Dairesi 2015/3791 E. , 2015/4159 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt
adına suç işleme, 2911 sayılı Kanuna muhalefet
Hüküm : 1- TCK’nın 220/6 ve 314/3. maddesi yollamasıyla
314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 220/6, 62, 53,
58, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet
2- 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçu yönünden 6352
sayılı Kanunun Geçici 1/b maddesi uyarınca
kovuşturmanın ertelenmesine
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede;
6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin 1. fıkrasına göre verilen kovuşturmanın ertelenmesine ilişkin karar anılan maddenin 4. fıkrası ile CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası 2. cümlesi hükmü karşısında durma kararı niteliğinde itiraza tabi olup CMK"nın 223/1. maddesinde sayılan hüküm niteliğindeki kararlardan olmadığından, temyiz incelemesine yer olmadığına,
2- Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede;
Sanıklar hakkında öncelikle temel ceza tayin edilip sonrasında TCK"nın 220/6. maddesinin 2. cümlesindeki indirim uygulandıktan sonra devamında 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince artırım yapılması gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması sonuç ceza değişmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 04.11.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Sanıklar hakkında... Ağır Ceza Mahkemesince (CMK 250. maddesiyle Görevli) 5237 sayılı TCK"nın 314/2, 53, 63, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı mahkemenin sanıkların eylemlerinin dosya kapsamı ve delil durumu itibariyle 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesine uygun olduğu ve bu suçun yargılaması CMK"nın 250. maddesinde belirtilen mahkemelerin görevine girmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek sanıkların 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK"nın 53, 63. maddeleri gereğince sanıkların cezalandırılmaları için dosyanın görevli ve yetkili ... Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verdiği,
... Asliye Ceza Mahkemesinin 13.06.2007 tarih 2006/268 esas – 2007/457 karar sayılı ilamında; "tüm sanıkların E-5 karayolunu keserek; dişe diş kana kan, seninle Öcalan - Gerilla vuruyor, Kürdistan kuruluyor kahrolsun T.C., yaşasın PKK şeklinde pankart açıp slogan atmaları ve akabinde kamu araçlarını ve güvenlik kuvvetlerini taşlamaları şeklindeki eylemleri örgüt adına suç işlemek niteliğinde olduğu ve 5237 sayılı TCK"nın 314/2. maddesini uygun düştüğü bu suçun yargılamasının Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verdiği,
Tüm sanıkların 5237 sayılı TCK"nın 314/2, 53 ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince dosyanın görevli yetkili ... . Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verdiği, dosyanın görev uyuşmazlığı nedeniyle Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderildiği, Dairenin dosya içeriğine, sanıkların üzerine atılı suçun niteliğine, olayın anlatılış biçimine ve... Asliye Ceza Mahkemesi kararındaki gerekçeye göre, yerinde görülmeyen ... Ağır Ceza Mahkemesinin 02.03.2006 gün ve 2005/187 esas - 2006/30 karar sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verildiği,
... . Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda sanıkların TCK"nın 220/6, 314/3 delaletiyle 314/2. maddesi gereğince sanıkların cezalandırılmasına karar verildiği, kararın sanıklar müdafileri tarafından yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 2010/12769 esas - 2013/873 karar sayılı ilamı ile "örgüt adına suç işleme suçunun dayanağını oluşturan ve sanıklar hakkında 220/6 ve 314. maddeleri yollamasıyla 314/2. maddesi uyarınca kurulan mahkumiyet hükmüne esas alındığı anlaşılan "2911 sayılı Kanuna muhalefet suçundan dolayı her zaman hüküm kurulması mümkün görülmüştür." diyerek hükümden sonra yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun uygulanması gerektiği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
... Ağır Ceza Mahkemesinin yapılan yargılama sonucunda sanıklar hakkında örgüt adına suç işlemek (TCK"nın 220/6, 314/3 delaletiyle 314/2, 220/6 ve TMK 5. maddeleri gereğince cezalandırma) ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 32. maddesine muhalefet gerekçesiyle cezalandırılmalarına ve 6352 sayılı Kanunun geçici birinci maddesi gereğince ertelenmesine karar verdiği,
Kararın usulüne göre kurulamadığı tespiti dışında esas itibariyle sanıklar hakkında örgüt adına suç işleme suçuna dayanak teşkil eden 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçundan usulüne uygun kamu davası açılmadığı,
CMK"da kamu davasının açılması ve açılan iddianamenin bağlayıcılığıyla ilgili düzenlemeye baktığımızda;
CMK"nın 170. maddesinde düzenlenen iddianamede nelerin yer alması gerektiği açıkça düzenlendiği,
CMK"nın 225/1. maddesinde "Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir."
Şeklindeki düzenlemeler ile Yargıtay 9. Ceza Dairesinin anılan kararında belirttiği gibi sanıklar hakkında TCK"nın 220/6 ve 314/3. maddeleri yollamasıyla aynı kanunun 314/2. maddesi uyarınca kurulan mahkumiyet hükmünün 04.09.2005 günü sanıkların kanuna aykırı gösteri ve yürüyüşte bulunmaları, görevli memura direndikleri ve kamu malına zarar vermeleri esas alındığında bu suçlar yönünden açılmış ve sonuçlandırılmış dava varsa dava dosyasının getirtilip incelenmesi yoksa bu suçlardan kamu davası açılması sağlanıp davaların birleştirilmesi ve 6352 ve 6459 sayılı Kanunlarda yapılan değişiklikler gözetilerek sanıkların hukuki durumlarının buna göre değerlendirilmesi zorunlu olduğu, zira TCK"nın 220/6. maddesinde "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi..." demek suretiyle sanığın işlemiş olduğu mahkeme kararı ile tespit edilmiş kaynak bir suç olması zorunludur.
CMK"nın 225/1. maddesinde öngörülen "Hüküm ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve fail hakkında verilir" biçimindeki düzenleme uyarınca; dava konusu yapılacak eylemin açıkça ve bağımsız olarak iddianamede gösterilmesi gerekirken örgüt üyeliği suçuyla ilgili anlatım sırasında yapılan açıklamalara dayanılarak 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu 32. maddesine muhalefetten yöntemine uygun kamu davası açıldığından söz edilemeyeceği gözetilip sanıklar hakkında; usulüne uygun 2911 sayılı Kanuna muhalefetten kamu davası açılması sağlanarak yargılama yapılması gerektiği zorunlu olduğundan kararın bozulması gerektiği (Yargıtay 9. C.D. 06.03.2012 tarih ve 2010/10639 esas - 2012/3000 karar, 13.04.2011 tarih ve 2009/8849 esas - 2011/2263 karar sayılı ilamı....) düşüncesindeyim, bu nedenle çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 04.11.2015