21. Ceza Dairesi 2016/5425 E. , 2016/6111 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 sayılı Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Beraat, ortadan kaldırma, mahkumiyet
Yasal koşulları bulunmadığından sanık ..."ün duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 318. maddesi uyarınca reddine karar verilip incelenerek gereği görüşüldü:
I-Sanıklar ... ve ... hakkında defter ve belgeleri ibraz etmemek suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik kararların incelenmesinde:
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların 5560 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK"nun 231/12. maddesi uyarınca temyizinin mümkün olmayıp, itiraza tabi olduğu anlaşılmakla, sanıkların vaki temyiz istemlerinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK"nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE, vaki istemlerin itiraz olarak kabulü ile dava dosyasının merciince karara bağlanmak üzere mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
II-Sanık ... hakkında defter ve belgeleri ibraz etmemek suçundan verilen beraat, sanıklar ..., ... ve ... hakkında 2006 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçundan kurulan mahkumiyet ile 2005 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçundan hükmolunan düşme kararlarının temyiz incelemesine gelince;
1-Dosya kapsamına göre; defter ve belgelerin ibrazı istemini içerir yazı şirket yetkilisi olan sanık ..."a tebliğ edilememiş ise de, sanığın ibrazı istenen fatura ve belgelerin kaybolduğunu, bu nedenle ibraz edemediğini savunması karşısında, ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 23.11.1999 gün ve 1999/11-273-288 sayılı içtihatında açıklandığı üzere, ibrazı istenen defter ve belgelerin kaybedildiği ileri sürülerek ibrazından kaçınılması durumunda gizleme hali mevcut olduğundan kanuni defter ve belgelerin ibrazı için ayrıca bir tebligat yapılmasında zorunluluk bulunmadığı cihetle, yüklenen “defter ve belgeleri gizlemek” suçunun tüm unsurları itibariyle oluştuğu gözetilmeden, sanığın mahkumiyeti yerine yazılı şekilde usulüne uygun tebligat yapılmadığından bahisle beraatine karar verilmesi,
2-Sanıklar hakkında 2005 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçundan açılan kamu davasının yargılaması sonucunda, mahkemece her ne kadar dava zamanaşımının gerçekleştiği kabul edilerek düşme kararı verilmiş ise de, yapılan incelemede, 2005 takvim yılında sanıkların müştereken yetkilisi olduğu şirket tarafından düzenlenen en son faturanın 12.12.2005 tarihli olduğu ve suç tarihi itibariyle 5237 sayılı TCK"nun yürürlükte olup dava zamanaşımının gerçekleşmediği gözetilmeksizin uygulama yeri olmayan 765 sayılı TCK"nun uygulanması suretiyle düşme kararı verilmesi,
3-Vergi denetmeni tarafından ibraz edilmesi istenen belgelerin işyerinde bulunduğu sırada kaybolduğunun sanıklar tarafından belirtilmesi, söz konusu işyerinin mülkiyetinin sanık ..."nın babası ...."a ait olması, serbest muhasebeci ...."nın 30.10.2003 tarihli .... Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben yazdığı dilekçede şirkete ait defter ve belgelerin şirket ortaklarından ..."da bulunduğunu belirtmesi karşısında, özellikle sanıklar .....ve ..... savunmaları da dikkate alınarak 2006 takvim yılında sahte faturaları kullandığı tespit edilen ..... Müş. Bilg. Sis. İnş. Dan. Ltd. Şti.nin yetkililerinin bilgisine başvurulup faturaları kimden ve hangi hukuki ilişkiye dayanarak aldıkları açıkça tespit edildikten sonra, toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirilip sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
4-Kabule göre de;
a)T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk bulunması,
b)Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 27/09/2011 gün ve 2011/3-167-2011/194 sayılı Kararında da açıklandığı üzere sanıkların mahkumiyetleriyle sonuçlanan ceza davasında katılan kendisini vekille temsil ettirdiğinden, vekil duruşmalara katılmasa dahi karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca katılan lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi zorunlu olup, katılan vekilinin duruşmaları takip etmediği gerekçesiyle vekalet ücreti yerine dilekçe yazım ücretine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin ve sanıklar ... ve ..."nin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.10.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.