Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek - 2911 sayılı Kanuna aykırılık - Görevi yaptırmamak için direnme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/3131 Esas 2015/4063 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/3131
Karar No: 2015/4063
Karar Tarihi: 16.11.2015

Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek - 2911 sayılı Kanuna aykırılık - Görevi yaptırmamak için direnme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/3131 Esas 2015/4063 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2015/3131 E.  ,  2015/4063 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, 2911 sayılı Kanuna aykırılık, Görevi yaptırmamak için direnme
    Hüküm : TCK"nın 314/3 ve 220/6. maddeleri delaletiyle TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK"nın 220/6 son, 62, 53 ve 58/9. maddeleri gereğince mahkumiyet,
    2911 sayılı Kanunun 23-b maddesi delaletiyle 33/1, TCK"nın 62, 50/1-a, 52/2, 52/4, 50/6. maddeleri gereğince mahkumiyet, 2911 sayılı Kanunun 32/2. maddesi delaletiyle TCK"nın 265/1-3, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK"nın 62, 50/1-a, 52/2, 52/4, 50/6. maddeleri gereğince mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    I-Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
    Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan öncelikle temel ceza tayin edilip sonrasında TCK"nın 220. maddesinin 6. fıkrasındaki indirim uygulandıktan sonra devamında 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince artırım yapılması gerekirken, yazılı şekilde uygulama yapılması sonuç ceza değişmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
    II- Görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
    Görevi yaptırmamak için direnme suçunun TCK’nın 6/1-f maddesi kapsamında silahtan sayılan taşla işlenmesi nedeniyle hükmolunan cezanın aynı Kanunun 265/4. maddesi ile de artırılması gerektiği gözetilmeyerek eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine ancak;
    01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle 5237 sayılı TCK’nın 50/6. madde ve fıkrasında yer alan "yaptırım" ibaresinin "tedbir" olarak değiştirilip, 5275 sayılı CGTİK’nın 106. maddesinin 4 ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, sanık hakkında kurulan hükümde infazda yetkiyi kısıtlayacak şekilde seçenek yaptırım olan adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapis cezasının kısmen veya tamamen infazına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı olup hükmün bu nedenlerle BOZULMASINA, bu hususların yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK"nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün 9. fıkrasında yer alan TCK"nın 50/6. maddesine ilişkin bölümün çıkartılması suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    III- 2911 sayılı Kanuna aykırılık suçundan kurulan hükme gelince;
    1- Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü sırasında polise taş atmak suretiyle direnen sanığın 2911 sayılı Kanunun 32/2. maddesi delaletiyle TCK"nın 265. maddesinde düzenlenen suça uyan eyleminin sanığın kastı da dikkate alındığında 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında düşünce ve kanaat açıklaması niteliğinde olmadığı nazara alınıp hüküm kurulmasına göre, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, Dairemizce de benimsenen 11.07.2014 tarih, 2013/9-386 esas ve 2014/353 sayılı kararına göre, sanığa atılı 2911 sayılı Kanunun 33/1 maddesine aykırılık suçunun tarihi, işlenme yöntemi ve temel şekilleri itibariyle gerektirdiği cezanın süresine göre; hükümden önce 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun geçici 1 ve 2. maddeleri kapsamında kaldığı ve anılan maddenin birinci fıkrasının "b" bendinde yer alan "kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine karar verilir" şeklindeki düzenleme karşısında; sanığın hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi,
    2- Uygulamaya göre; 01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle 5237 sayılı TCK’nın 50/6. madde ve fıkrasında yer alan "yaptırım" ibaresinin "tedbir" olarak değiştirilip, 5275 sayılı CGTİK’nın 106. maddesinin 4 ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, sanık hakkında kurulan hükümde infazda yetkiyi kısıtlayacak şekilde seçenek yaptırım olan adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapis cezasının kısmen veya tamamen infazına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 16.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara