Esas No: 2013/12690
Karar No: 2014/12208
Karar Tarihi: 04.12.2014
Görevi yaptırmamak için direnme - resmen teslim olunan mala el konulması ve bozulması - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2013/12690 Esas 2014/12208 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Görevi yaptırmamak için direnme, resmen teslim olunan mala el konulması ve bozulması
HÜKÜM : Mahkumiyet, beraet
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Resmen teslim olunan mala el konulması ve bozulması suçundan kurulan beraet hükümlerine yönelik vekalet ücreti ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/10/1978-2/324-350 sayılı Kararında belirtildiği üzere; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi, vekalet ücretinin tayininde esas ilke olarak sanıkların adedi ya da sanığın birden çok suç işlemiş olmasını değil, usulünce açılan ve avukat tarafından takip edilen davaların adedini esas almış ve taraflara yükletilecek avukatlık parasının her dava için ayrı ayrı tayinini öngörmüş olması karşısında; ayrı ayrı dava açılmadıkça vekalet ücretinin de ayrı ayrı tayin ve takdiri mümkün bulunmadığı keza kendilerini aynı vekille temsil ettiren sanıklar lehine tek vekalet ücretine hükmedilebilmek için dahi yüklenen suçların tamamından beraet etmelerinin zorunlu olduğu, somut olayda ise sanıkların görevi yaptırmamak için direnme suçundan mahkumiyetlerine karar verildiği anlaşıldığından müdafiin sanıklar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkin ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükümlerin ONANMASINA,
Direnme suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde ise;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
TCK"nın 265. maddesinde "görevi yaptırmamak için direnme" başlığıyla "seçenekli hareketli" ve "amaçlı bir fiil" olarak düzenlenen ve görevin yapılmasını önleme maksadıyla kamu görevlisine karşı gelinmesi eylemleri cezalandırılan suç tipinde; hareketin icra vasıtalarının "cebir veya tehdit" şeklindeki icrai davranışlarla işlenebileceğinin öngörüldüğü ve belirtilen tipik hareketleri içermeyen pasif direnme fiillerinin bu suçu oluşturmayacağı göz önüne alındığında, mera arazisine tecavüz eden sanıkların müşteki tarafından görülüp Jandarmaya ihbar edilmesi üzerine sanıkların müştekiye hitaben “Sana bunun hesabını soracağız” şeklinde sözler sarfetmekten ibaret eylemlerinde hangi görevin yaptırılmaması için cebir, tehditle nasıl direnildiği gerekçeleriyle denetime imkan verecek şekilde karar yerinde gösterilmeden ve TCK"nın 106/1-2.cümle maddesindeki tehdit suçu da tartışılmadan yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Suç tarihi itibariyle sabıkası bulunmayan sanık ... hakkında suçun işleniş şekli gözetilerek temel ceza alt sınırdan belirlendikten sonra, kişilik özellikleri lehe değerlendirilip, TCK"nın 50/1-a. maddesinin uygulanmasına karşın, bu sefer daha önceden kasıtlı suçtan mahkum olmuş olması yeniden suç işlemeyeceğine dair olumlu kanaat hasıl olmaması gerekçesiyle hakkında CMK 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilerek hükümde çelişkiye neden olunması,
Tayin edilen gün para cezası, adli para cezasına çevrilirken uygulama maddesi olan TCK"nın 52/2. maddesinin gösterilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesinin uyarınca BOZULMASINA, 04/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.