Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5662 Esas 2020/5832 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/5662
Karar No: 2020/5832

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5662 Esas 2020/5832 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/5662 E.  ,  2020/5832 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21.11.2018 tarih ve 2018/199 E. - 2018/780 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi"nce verilen 17.01.2020 tarih ve 2019/404 E. - 2020/113 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalının yürürlükte bulunan tüm yasa ve mevzuatlara aykırı bir şekilde mevduat topladığını, şirket yöneticileri hakkında ceza dosyalarında suç işlemek, örgüt kurmak ve dolandırıcılık suçlarından yargılamalar yapıldığını, davalının kâr payı yapacağını ileri sürerek para toplamış olduğunu, müvekkilinin mevduatını geri istediğinde alamamış olduğunu, müvekkilinin iradesinin hileli hareketlerle fesada uğramış olduğunu, davalı şirketin istediği an müvekkiline geri ödeneceği garantisi ile müvekkilinden bir miktar para tahsil edildiğini, karşılığından usulsüz olarak hisse senetleri ve ortaklık belgeleri çıkardığını, ancak müvekkilinin şirkete ortak olmak gibi bir amacının olmadığını, davalının Bankalar Kanununa aykırı hareket ettiğini, verilen hisse senetlerinin geçersiz olduğunu, müvekkilinin şirket ortağı olmadığını, davalının hukuka aykırı davranışlarının hem SPK"nın hem diğer resmi kurum ve kuruluşların raporlarında hem de yerel mahkemelerce bilirkişilerce tespit edilmiş olduğunu, davalı tarafından SPK"ya sunulan listeler incelendiğinde müvekkilden tahsilat yapıldığının açık olduğunu, işbu davada faizin başlangıç tarihinin haksız fiilin gerçekleştiği tarih olduğunu, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmakla şimdilik 1000 Euro"nun, 01.11.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 50.700 Euro artırarak toplamda 51.700 Euro"nun dava ve ıslah tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi gereğince yabancı para ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiziyle birlikte tahsil edilmesini dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davacı tarafın, davalı şirketin ortağı olunmadığının tespiti ile ilgili talep kısmının kabulü ile davacı tarafın davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine, davacı tarafın alacak davasının kabulü ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 99. maddesi gereğince aynen veya fiili ödeme günündeki merkez bankasınca belirlenen efektif satış kuru karşılığı üzerinden türk parası ile ödenmesi kayıt ve şartıyla; 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un 4/a. maddesi gereğince dava tarihi olan 28.02.2018 tarihinden itibaren (davacının talebi de nazara alınarak) devlet bankalarının Euro cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek döviz faizi ile birlikte 51.700 Euro"nun davalı ...Ş"den alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri istinaf etmiştir.
    Konya Bölge Adliye Mahkemesince, 7194 sayılı Yasa"nın 41. maddesiyle 3332 sayılı Yasa"ya eklenen geçici 4. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurmak suretiyle, dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 14.12.2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara