Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2021/1922 Esas 2021/4350 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1922
Karar No: 2021/4350
Karar Tarihi: 28.06.2021

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2021/1922 Esas 2021/4350 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2021/1922 E.  ,  2021/4350 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.05.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.12.2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkilinin dava konusu 5 ada 40 parsel sayılı taşınmazı 30.09.1989 tarihli tapu tahsis belgesiyle elinde bulunduran Ali Özsadık’tan Eyüp Noterliğinin 17.08.1992 tarih ve 16738 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle satın aldığını belirterek dava konusu taşınmazın müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
    Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, davalı Eyüp Belediye Başkanlığı, ... ve davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine mahkemece verilen karar Dairemizin 19.02.2019 tarihli, 2016/6566 Esas, 2019/1440 Karar sayılı ilamıyla “...Somut olayda; mahkemece davanın kabulüne karar verilmişse de yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
    Mahkemece, tahsise dayalı tescil isteğine ilişkin yasal koşulların oluşup oluşmadığının kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece Dairemizin yukarıda sözü edilen ilkeleri dikkate alınarak araştırma yapılarak, tapu tahsis belgesinin hukuki anlamda geçerli olup olmadığı, davacıya tapu tahsis belgesi gereğince bir başka yerden tahsis yapılıp yapılmadığı ve ilgilisine bedelin ödenip ödenmediği kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmeli, bedelin ödenmediğinin anlaşılması halinde rayiç bedel depo ettirildikten sonra diğer tüm koşullar da oluştuğu takdirde davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı Eyüp Belediye Başkanlığı, ... ve davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
    Uygulamada kısaca, İmar Affı Kanunu olarak bilinen 2981 sayılı Yasanın 1. maddesi hükmüne göre kanunun amacı; imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki bütün yapılar hakkında uygulanacak işlemleri düzenlemek ve bu işlemlere dair müracaat, tespit, değerlendirme, uygulama ve duyuru esaslarını ve ilgili diğer hususları belirlemektir.
    Görülüyor ki; kanun, imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki yapı maliklerini hedeflemiştir. Başka bir anlatımla, kanunda yazılanlar dışındaki kişilerin İmar Affı Kanununa dayanarak istemde bulunma olanakları yoktur. Ne var ki, 3290 sayılı Kanun ile bazı maddeleri değiştirilen ve bazı maddeler eklenen 2981 sayılı Kanunun Uygulamasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesi, kanun kapsamında kalan kişilere yapılan tahsisin bunlar tarafından üçüncü kişilere temlikine imkan tanımıştır. Ancak bu gibi durumlarda da tahsis sahiplerinden devralan kişilerin 2981 sayılı Kanundan yararlanıp yararlanamayacağı hususunun araştırılması gerekir. 2981 sayılı Kanunun 13/a hükmüne göre, arsa tahsis edilecek kimselerin kendisinin veya eşinin veya reşit olmayan çocuğunun oturduğu belediye ve mücavir alan sınırları içinde ev yapmaya müsait arsaya veya bir eve veya apartmanın bağımsız bir bölümüne veya bir bölümü işyeri olarak kullanılan bir yapıya sahip bulunmaması zorunludur.
    Somut olayda, mahkemece, bozma ilamına uyulduğu halde gerekleri yerine getirilmemiştir. Tahsise konu yeri tahsis sahibinden devralan davacının yukarıda belirtilen şekilde 2981 sayılı Kanundan yararlanıp yararlanamayacağı hususları araştırılmadan eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazların kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 28.06.2021 gününde oy birliği ile karar verildi.








    Hemen Ara