Esas No: 2017/1579
Karar No: 2019/277
Karar Tarihi: 21.01.2019
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/1579 Esas 2019/277 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyizi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacının meyve alım satım işleri ile ilgili olarak komisyonculuk yaptığı ve davalı ile aralarında alım satım ilişkisi olduğu, davacının davalıya ait işyerine vişne sattığı ve teslim ettiği, davacının bu alışverişten icra takibine konu tediye makbuzunun düzenlendiği tarihte bir kısım alacağını aldığı, geri kalan alacaklarını henüz alamadığı hâlde davalının tediye makbuzuna dayanarak ilâmsız icra takibi başlattığı iddialarıyla davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, dava konusu icra takibinin iptaline, davalının kötüniyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının icra dosyasına süresinden sonra yaptığı itirazda takibe konu tutarı borç olarak aldığını kabûl ettiğini, ancak ödeme def’inde bulunduğunu, davalının davacı ile köylülerden vişne alması konusunda anlaştıkları ve davalının peşin ödeme yaptığını, ancak davacının malı teslim etmediği gibi aldığı parayı da iade etmediği savunmasıyla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsam ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında meyve alım satım işi yapıldığı, davalı tarafın yapmış olduğu ödeme karşılığında davacı tarafından sunulan belgelere göre kantar fişlerindeki tutarsızlıklar, malın teslim edildiğine dair herhangi bir teslim emaresinin olmaması gibi nedenlerle teslimin gerçekleşmediği dolayısı ile davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava davalı alacaklı tarafından davacı aleyhine yapılan ve davacı borçlu tarafından süresinde itiraz edilmediği için kesinleşmiş olan icra takibine karşı açılmış menfi tespit davasıdır. Davalı alacaklının yaptığı icra takibinin dayanağı davalı tarafından davacıya yapılan ödemeyi gösterir tediye makbuzudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 207. maddesine göre aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler. Davalı alacaklının tediye makbuzu ile yaptığı ödeme kural olarak mevcût bir borcun ifası anlamına gelir. Davalı alacaklı bunun bir avans ödemesi olduğunu iddia ediyorsa bunu ispatlaması gerekir. Mahkemece ispat külfetinin davalıda olduğu kabûl edilerek tahkikat yapılması gerekirken ispat külfetinin davacıda olduğunun kabûlü ile yargılama yapılıp karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 21/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.