Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2020/1843 Esas 2020/2971 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1843
Karar No: 2020/2971

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2020/1843 Esas 2020/2971 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2020/1843 E.  ,  2020/2971 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 28/11/2019 gün ve 2019/5206 E. - 7016 K. sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davacı Hazine vekili ve davalı-birleştirilen dosya davacısı ... tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    K A R A R

    2006 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında ... köyü 108 ada 56, 58, 60, 62, 67 ve 109 ada 97 parsel sayılı sırasıyla 4.628,06 m², 1.390,14 m2, 2.088,16 m², 1.883,65 m², 1.842,73 m² ve 269,49 m² yüzölçümündeki taşınmazlardan 109 ada 97 sayılı parsel ev ve bahçe niteliğiyle, diğer parseller ise tarla niteliğiyle senetsizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak muris ... adına tespit edilmiştir.
    Davacı Hazine, taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasıyla kadastro tespitlerine itiraz ederek Hazine adına tapuya tescilini talep ve dava etmiş, birleşen dosya davacısı ... ise babası ... adına tespit edilen 109 ada, 97 sayılı parselde davalıların müdahalesinin bulunduğu gerekçesiyle davalıların müdahalelerinin menine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda; çekişmeli 108 ada 62 sayılı parselin orman sayılan yerlerden olduğu, diğer davalı parsellerin ise orman sayılmayan yerlerden olup ... mirasçıları yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle Hazinenin davasının kısmen kabulüne, davacı ...’in davasının ise hukuki yarar yokluğundan reddine, 108 ada 62 sayılı parselin orman niteliği ile Hazine adına, diğer parsellerin ise tespit maliki ... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından reddedilen 108 ada 56, 58, 60, 67 ve 109 ada 97 sayılı parseller yönünden, davalı-birleştirilen dosya davacısı ... tarafından ise 108 ada 62 sayılı parsele yönelik olarak temyiz edilmiş, Dairece hüküm onanmıştır.
    Davacı Hazine ile davalılardan ... bu sefer mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulduğu iddiasıyla Daire kararının kaldırılarak hükmün bozulmasını istemişlerdir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
    Karar Düzeltme itirazları yönünden dosyanın yeniden incelenmesinde,
    Mahkemece, yazılı şekilde davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş ise de, karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; Hazine taşınmazların Devletin hüküm ve tasarufu altındaki yerlerden olduğunu ve bunun yanında davalılar bakımından 20 yıllık zilyetlik koşulunun gerçekleşmediğini iddia ettiğine göre taşınmazların en eski tarihli ve kadastro tespitinden 20
    önceki tarihli hava fotoğraflarıyla bu fotoğraflarda üretilen memleket haritalarının yöntemince uygulanarak taşınmazın öncesinin hukuki niteliği ile 20 yıllık zilyetlik bulunup bulunmadığının araştırılarak tereddüte mahal bırakmayacak şekilde sonucun netleştirilmesi gerekirken, bu şekilde bir araştırma yapılmadan, orman bilirkişi tarafından 1957 tarihli memleket haritası esas alınarak, ayrıca tarihi belirtilmeyen hava fotoğrafı incelendiği belirtilmek suretiyle düzenlenen rapor esas alınarak hüküm kurulmuştur. Eksi inceleme ve araştırmayla hüküm kurulamaz.
    O halde, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, dava konusu taşınmazları gösteren en eski tarihli hava fotoğrafıyla bu fotoğraftan üretilen memleket haritaları ve varsa ortofoto haritaları ile kadastro tarihinden 20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan üretilen memleket haritaları ve varsa ortofoto haritaları bulundukları yerlerden getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında temin edilmesi halinde jeodezi ve fotogrametri mühendisi veya bir harita mühendisi bilirkişi ile bir orman yüksek mühendisi ve bir ziraat mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile yeniden yapılacak keşifte, taşınmaz üzerinde neler bulunduğu (bitki örtüsü, ağaçların cinsi, sayısı, yaşları vb.) keşif tutanağına yazılmalı, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazların öncesinin hava fotoğrafları, memleket haritaları ve varsa ortofoto haritalarında ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumları saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3.3.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritaları, hava fotoğrafları ve varsa ortofoto haritalarının ölçekleri kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de bu belgeler ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ve hava fotoğraflarına aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, özellikle hava fotoğrafları stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazların niteliğinin, üzerinde varsa ağaçların cinsi, yaşı, sayısı, hakim ağaç türü, kapalılık durumunu, kullanılan yerlerden ise tasarruf sınırları ile kullanım durumunu da açıklar yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, müşterek, bilirkişilerin onayını taşıyan, krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
    Ayrıca tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı, zilyetliğin türü, süresi belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davalılar yönünden de aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Değinilen yönler gözetilmeksizin kurulan hüküm usûl ve kanuna aykırıdır.
    Bu itibarla, yukarıda açıklandığı gibi mahkemece verilen karar eksik incelemeye dayalı olup, kararın yukarıda belirtilen nedenler ile bozulması gerekirken, yanılma sonucu hükmün onandığı anlaşıldığından, davacı Hazine vekili ile davalılardan ..."ın karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin önceki onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazine vekili ile davalılardan ... vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 28/11/2019 gün ve 2019/5206 E. - 7016 K. sayılı onama kararı kaldırılarak, 29/02/2016 gün ve 2015/119 E. - 2016/56 K. sayılı yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/09/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara