14. Ceza Dairesi 2014/3259 E. , 2014/8893 K.
"İçtihat Metni"Sanıklar ... ve ... hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan yapılan yargılama sonunda; atılı suçtan mahkûmiyetlerine dair İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 30.12.2011 gün ve 2009/251 Esas, 2011/377 Karar sayılı hükmün sanıklar müdafii tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 23.12.2013 gün ve 2013/6049 Esas, 2013/13675 Karar sayılı ilamı ile bozma yönündeki kararına karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.03.2014 gün ve 2012/82523 sayılı itiraznamesi ile 6352 sayılı Kanunun 99. maddesi ile eklenen 5271 sayılı CMK.nın 308. maddesinin 2 ve 3. fıkraları gereğince itiraz etmesi üzerine dosya Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı yerinde görüldüğünden İTİRAZIN KABULÜNE, Dairemizin 23.12.2013 gün ve 2013/6049 Esas, 2013/13675 Karar sayılı bozma kararının 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle 5271 sayılı CMK.nın 308. maddesine eklenen 2 ve 3. fıkraları uyarınca KALDIRILMASINA, karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulununca mağdure hakkında düzenlenen 27.05.2011 günlü raporda, maruz kaldığı olaydan dolayı ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede travma sonrası stres bozukluğu gelişmesi nedeniyle ruh sağlığının bozulduğunun bildirilmesi üzerine, anılan rapor esas alınarak sanıkların cezaları TCK.nın 103/6. maddesi uyarınca artırılmış ise de, cebir ve tehdit olmaksızın gerçekleştirilen eylemler nedeniyle sanıkların kastettiklerinden daha farklı ve ağır bir neticenin meydana geldiği, TCK.nın 23. maddesi uyarınca gerçekleşen, fakat kastetmediği bu neticeden sanıkların sorumlu tutulabilmesi için en azından taksirle hareket etmiş olması gerektiği, somut olayda sanıkların dosyaya yansıyan sosyal ve kültürel durumu, eğitim düzeyi, kişisel özellikleri ve olayın gerçekleşme biçimi nazara alındığında, ağır netice olarak ortaya çıkan mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmanın sanıklar tarafından öngörülemeyeceği ve taksirle dahi hareket etmesinin söz konusu olmadığı, meydana gelen bu zararın ancak TCK.nın 61. maddesi kapsamında cezanın bireyselleştirilmesinde alt sınırdan uzaklaşmada dikkate alınabileceği gözetilerek, hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde TCK.nın 103/6. maddesinin uygulanması suretiyle sanıklar hakkında fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.